Mesajı Okuyun
Old 30-04-2007, 22:55   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Yargıtay'ın bozma gerekçesini belirtmediğinizden, boşluğu tahmin yoluyla doldurararak, "Satış vaadi sözleşmesinini alacaklısı, ayni hak değil, şahsi hak sahibidir. Şahsi hakkına dayanarak, ayni hak sahibince açılacak bir davayı açmak hak ve yetkisi yoktur." gibi bir gerekçeyle bozulduğunu düşünüyorum. Bu nedenle bozma haklıdır. Sizin sözleşmeden doğan haklarınızı dava etmek, borçluyu tescile icbara zorlamak veya sözleşmeyi feshederek verdiğinizi geri almak yollarından birine başvurmanız uygun olacaktır.
Alıntı:
T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 1993/14023
Karar: 1993/16189
Karar Tarihi: 29.12.1993

ÖZET: Karşılıklı taahhütleri içerecek biçimde ve noterlik huzurunda düzenlenen satış vaadi sözleşmesi geçerlidir. Satış vaadi sözleşmesi, ilgilisine kişisel hak sağlar. Kişisel hakkın ayni hakla çatışması halinde, ayni hakka üstünlük tanınmalıdır. İştirak halindeki mülkiyete konu olan taşınmazın iştirakçilerden bir bölümünün paylarının satışını vaadetmeleri mümkündür. İştirakin çözülmesi durumunda, bu tür sözleşme bir ifa olanağı kazanır.

(818 S. K. m. 213) (743 S. K. m. 581) (1512 s. Noterlik K. m. 89)
Dava: Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: dosyaya konu taşınmazın iştirak halinde mülkiyete konu olduğu ve bir kısım iştirakçiler tarafından da davalıya satışının vadedilip zilyetliğinin de teslim edildiği anlaşılmaktadır. Gerçekten, dosyaya getirilen satış vaadi sözleşmesinin karşılık taahhütleri içerecek biçimde ve noterlik huzurunda düzenlendiği bellidir. O halde olayda sözleşmenin usulünce düzenlenmediğine ilişkin iddianın dayanağı yoktur. Öte yandan, iştirak halindeki mülkiyete konu olan taşınmazın iştirakçilerinden bir bölümünün kendi iştirak paylarının satışını vaadetmeleri mümkündür. Zira bu tür bir sözleşme, iştirakin çözülmesi durumunda ifa olanağı kazanır. Ne varki, satış vaadi sözleşmesi ilgilisine kişisel hak sağlar. Kişisel hakkın aynı hakla çatışması halinde de aynı hakka üstünlük tanınmalıdır.
Sonuç: Bu itibarla, mahkemece sözleşmenin iptaline yönelik isteğin reddedilmesi ve sözleşmenin sağladığı kişisel hak saklı tutularak müdahalenin önlenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın tümüyle reddedilmesi doğru değildir. Davacıların temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün bu nedenle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.1993 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************