Mesajı Okuyun
Old 05-10-2012, 15:54   #3
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

YHGK
Esas : 2008/15-172
Karar : 2008/163
Tarih : 27.02.2008
KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ ( Seçimlik Hak )
ARSA SAHİBİNİN HAKLARI ( Seçimlik Hak - Müsbet Zarar )
MÜSBET ZARAR ( Arsa Sahibine Teslim Edilmeyen Villa )
SEÇİMLİK HAK ( Arsa Sahibine Teslim Edilmeyen Villa
BK.106, 355
Kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkin davada:

Davacı arsa sahibine düşen üç adet dubleksin ikisi bilirkişi tespitlerine göre kısmen yapılmış; diğeri ise hiç yapılmamıştır.

Davacı vekilinin aşamalarda verdiği 16.05.2005, 06.07.2005, 31.05.2005 tarihli dilekçeleri ve 30.05.2005 tarihli keşifteki beyanına göre, davacı yanca 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 106/2. maddesi anlamında seçimlik hak kullanılarak tazminat istenmiş; sözleşmeye konu üç dubleksin bitim tarihindeki rayiç bedelinin yani müspet zararının talep edilmiş olmasına göre,talep gibi 40 milyar lira tazminatın ödenmesi yönündeki direnme usul ve yasaya uygundur.fk
DAVA VE KARAR:
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;

Edremit Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.02.2006 gün ve 2004/102-2006/47 sayılı

kararın incelenmesi davacı vekili ve davalı Talip Mollahasanoğlu vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 02.07.2007 gün ve 2006/1902-2007/4485 sayılı ilamı ile;

(“...Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, taleple bağlı kalınarak, anılan miktara dayalı Talip yönünden hükmolunmuş, davalı şirket yönünden de dava reddedilmiş, karar davacı ile davalı Talip Mollahasanoğlu tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Davada 40 milyar TL zararın tahsili talep edilmiştir. Mahkemece, bu zararın hangi alacak kalemlerinden ibaret olduğu davacıya açıklattırılmamıştır.
Bu itibarla, 40 milyar TL zararın hangi kalem alacağa ilişkin olduğu davacıya açıklattırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir...”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

Arsa sahibi sıfatıyla davacı ve davalılardan Kurban İnşaat temsilcisi Sabahattin Kurban (kendi adına) ile davalı/yüklenici Talip Mollahasanoğlu arasında Edremit 1.Noterliğinin 11.01.1996 tarih ve 685 yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Ve Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” düzenlenmiştir.

Davacıya düşen üç adet dubleksin ikisi bilirkişi tespitlerine göre kısmen yapılmış; diğeri ise hiç yapılmamıştır.

Davacı taleplerini aşağıya alındığı şekilde değişik şekillerde açıklamış, son olarak müspet zarar istediklerini beyan etmiştir. Davalı yan beyan değişikliklerinin çok sayıda ıslah niteliğinde olup, dinlenemeyeceğini bildirmiş; mahkemece 40.000.00 YTL üzerinden dava kabul edilmiştir.

Özel Daire kararı “40 milyar TL zararın hangi kalem alacağa ilişkin olduğu davacıya açıklattırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi” noktasından bozmuş ; mahkemece verilen direnme kararı davacı vekili ve davalı Talip Mollahasanoğlu tarafından temyiz edilmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının zararının hangi kalem alacağa ilişkin olduğunun mahkemece belirlenip belirlenmediği noktasında toplanmaktadır.

1-Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;

Davacı/arsa sahibi vekili dava dilekçesinde davasını, tespit dosyasında belirlenen alacak kalemlerine dayandırmış; kalem kalem açıklama yapmadan 40.000,00 YTL tazminat istemiştir.

Yargılama aşamasında çelişkili beyanlarda bulunulması üzerine;

mahkemece, davacı tarafa, taleplerini açıklamak ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 106.maddesinin 2.fıkrası gereğince seçimlik haklarını bildirmek üzere tanınan olanak çerçevesinde davacı vekili aşamalarda verdiği 16.05.2005, 06.07.2005, 31.05.2005 tarihli dilekçeleri ve 30.05.2005 tarihli keşifteki beyanında seçimlik hakkını kullanarak tazminat istemiş; sözleşmeye konu üç dubleksin bitim tarihindeki rayiç bedelini yani müspet zararını talep ettiklerini bildirmiştir.

Mahkemece;
“ Davacı vekili her ne kadar yargılama sırasındaki mahkememize sunduğu yazılı beyanları ile zaman zaman birbiriyle çelişkili açıklamalarda bulunmuş ise de, en son keşifteki beyanları ve tüm dosya kapsamı göz önüne alınarak davacı vekilinin BK. 106 maddesindeki seçimlik haklarından tazminat hakkını kullanmak istediği ve sözleşme gereğince sözleşme şartlarına göre kendilerine verilmesi gereken 3 adet villanın, davalıların dosyamız içersinde bulunan 2002/724 E numaralı dava dosyasındaki villaları vermeyi vaat ettikleri tarih olan 01.02.2004 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte kendilerine verilmesini istediği, vicdani kanaatine varılmış olup ” saptamasıyla
işin esası incelenerek sonuçta;
Kurban İnşaata karşı açılan davanın sıfat yokluğu nedeni ile reddine, Talip Mollahasanoğlu’na karşı açılan davanın kabulü ile, 40.000 YTL’nin 01.02.2004 tarihinden itibaren işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı reeskont faizi ile birlikte davalı Talip Mollahasanoğlu’ndan alınarak davacıya verilmesine, Davacının fazlaya dair talep ve davasının reddine ” karar vermiş;

kararın bozulması üzerine de
“..yargılama sürecinde davacının tazminat davasının neye ilişkin olduğu hususunda davacıya dava dilekçesi açıklattırılmış olup, davacının dosyamız içersinde bulunan 16.05.2005 ve yine 06.07.2005 hakim havale tarihli dilekçesinde ve mahkememiz tarafından mahallinde yapılan 30.05.2005 tarihli keşifte de yine davacı vekilinin imzası ile tasdik ettiği açıklayıcı beyanları ile davanın BK. 106. maddesinde öngörülen seçimlik haklardan sözleşme gereği kendilerine teslim edilmesi gereken 3 adet dubleks villanın bitirilmesi gerektiği tarihteki rayiç bedellerini talep ettiği anlaşılmış olup, esasen daha önce mahkememiz tarafından verilen kararın ikinci sahifesinin son paragrafında da bu husus “ Davacı vekili her ne kadar yargılama sırasındaki mahkememize sunduğu yazılı beyanları ile zaman zaman birbiriyle çelişkili beyanlarda bulunmuş ise de en son keşifteki beyanları ve tüm dosya kapsamı göz önüne alınarak davacı vekilinin BK. 106.maddesindeki seçimlik haklarından tazminat hakkını kullanmak istediği ve sözleşme gereğince sözleşme şartlarına göre kendilerine verilmesi gereken 3 adet villanın, davalıların dosyamız içersinde bulunan 2002/724 E numaralı dava dosyasındaki villaları vermeyi vaat ettikleri tarih olan 01.02.2004 tarihinden itibaren işleyecek reoskont faizi ile birlikte kendilerine verilmesini istediği vicdani kanaatine varılmış olup,” diyerek;
Davacının tazminat talebinin BK.106 maddesindeki seçimlik haklarından 3 adet villanın değerine ilişkin olduğu hususuna değinilmiştir. Davacı vekilinin 16.05.2005 ve 07.05.2005 hakim havale tarihli yazılı beyanları ve keşifteki ayrıntılı beyanları dikkate alındığında davacı vekilinin tazminat talebinin sözleşme gereğince kendilerine verilmesi gereken 3 adet villanın bitirilmesi gerektiği tarihteki değerinin talep edildiği ve bu hususta da davacıya açıklattırıldığı anlaşılmakla mahkememiz tarafından verilen önceki kararda direnilmesi gerekmiştir.” Gerekçesiyle
önceki kararında direnmiştir.

Direnme kararında yer alan bu gerekçelere ve özellikle davacı vekilinin aşamalarda verdiği 16.05.2005, 06.07.2005, 31.05.2005 tarihli dilekçeleri ve 30.05.2005 tarihli keşifteki beyanına göre davacı yanca 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 106/2. maddesi anlamında seçimlik hak kullanılarak tazminat istenmiş; sözleşmeye konu üç dubleksin bitim tarihindeki rayiç bedelinin yani müspet zararının talep edilmiş olmasına göre, direnme usul ve yasaya uygundur.

Ne var ki, davalı tarafın işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmediğinden, bu inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.

2-Davacı vekilinin temyizine gelince;

Davacı tarafın temyiz istemi daha önce Özel Dairece incelenip, reddedildiğinden davacı yönünden hüküm kesinleşmiş olmakla direnmeyi temyizde hukuki yararı bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davalı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 15.Hukuk Dairesine ( GÖNDERİLMESİNE ),

2- Davacı vekilinin temyiz isteminin hakkındaki hüküm kesinleştiğinden hukuki yarar yokluğundan ( REDDİNE ), oybirliği ile karar verildi.
YHGK 27.02.2008 - K.2008/163
____________ oOo ____________