Mesajı Okuyun
Old 18-12-2010, 19:15   #6
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Akpunar'a ilave olarak;

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas : 2005/310
Karar : 2006/788
Tarih : 31.01.2006


YARGITAY KARARI

Taraflar arasında görülen davada Sakarya Asliye 1.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 19.07.2004 tarih ve 2004/254-2004/359 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 31.01.2006 gününde taraf avukatları tebligata rağmen gelmediğinden tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkiline ait aracın davalı şirket nezdinde kasko rizikolarını kapsar biçimde sigortalı olduğu dönemde hasarlanmasına karşın davalı tarafından hasar bedelinin ödenmesine yanaşılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla (1.000.000.000) TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, aynı olaya ilişkin, tarafları aynı olan Ferizli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/85 E. Sayılı dava dosyasının derdest iken, yeniden dava açılması nedeniyle derdestlik ilk itirazında bulunmuş, hasarın belirtilen yer ve şekilde olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, Ferizli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/85 E, 21 K sayılı dava dosyasında yapılan incelemede, davanın taraflarının ve konusunun aynı olduğu, yapılan yargılama sonucunda 12.03.2002 tarihinde HUMK.nun 409/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, anılan karar kesinleşmeden bu davanın açıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin derdestlik itirazı yerinde görülerek, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Ferizli Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.03.2002 tarihli ve 2001/85 Esas, 2002/21 Karar sayılı kararında HUMK.nun 409/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve bu kararın taraflara tebliğ olunmadığı ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.

Bu durumda mahkemenin, birinci davanın açılmamış sayılması kararı kesinleşinceye kadar süresinde yapılan derdestlik ilk itirazı hakkında bir karar vermemesi gerekir. Birinci davanın açılmamış sayılması kararı kesinleşince, ikinci davaya bakan mahkeme derdestlik ilk itirazının reddine karar verir. Buna karşılık Yargıtay birinci davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararı bozarsa (ve mahkeme bu bozma kararına uyarsa), bununla birinci davanın derdest olacağı anlaşıldığından, ikinci davaya bakan mahkemenin derdestlik ilk itirazının kabulüne ve ikinci davanın açılmamış sayılmasına karar vermesi gerekir. İlk açılan davanın derdest olmadığı kesinleşme sonucunda anlaşılırsa bu takdirde sonradan açılan 25.04.2002 tarihli dava harcı verilerek ikame olunduğuna göre davaya devam edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemenin bu yönler üzerinde durmadan verdiği karar doğru görülmediğinden davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekillinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31.01.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






Ayrıca;

1) Davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların doğumu ile dava kendiliğinden ortadan kalkar ve derdest olmaktan çıkar, demektedir, 9.Hukuk Dairesi...

2) Eğer Mahkeme, birinci davanın derdest olduğunu kabul ederek ilk itirazı kabul ederse, ikinci davanın reddine değil; açılmamış sayılmasına karar verilecektir.





T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas : 1999/18402
Karar : 2000/916
Tarih : 03.02.2000

  • DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASI
Özet :Davanın açılmamış sayılma kararı temyizi kabil bir karar ise de, derdestlik yönünden kararın kesinleşmesini aramaya gerek yoktur. Derdestlik dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren üç aylık süre ile sınırlı olmalıdır. Bu süre hak düşürücü süredir. Ancak davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların doğumu ile dava kendiliğinden ortadan kalkar ve derdest olmaktan çıkar.



DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma ve yıllık izin ücreti ile hafta ve genel tatil gündeliklerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı işçi hizmet aktinin haksız ve bildirimsiz feshi nedeni ile ihbar ve kıdem tazminatları ile 1475 sayılı yasadan kaynaklanan işçilik haklarının davalı işverenden tahsilini talep etmiştir.

Davalı işveren davacı işçinin daha önce bu istemlerini içeren davanın takip edilmemesi nedeni ile açılmamış sayılmasına karar verildiğini, ancak bu kararın kesinleşmediğini belirterek derdestlik itirazında bulunmuştur.

Mahkemece derdestlik itirazı kabul edilerek daha önce açılan davanın açılmamış sayılma kararının kesinleştirilmemesi nedeni ile derdest sayılacağı belirtilmiş ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Dairemizin de benimsediği Hukuk Genel Kurulunun 1996/19-461 Esas, 607 karar sayılı kararında da belirtildiği gibi; davanın açılmamış sayılma kararı temyizi kabil bir karar ise de, derdestlik yönünden kararın kesinleşmesini aramaya gerek yoktur. Derdestlik dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren üç aylık süre ile sınırlı olmalıdır. Bu süre hak düşürücü süredir. Ancak davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların doğumu ile dava kendiliğinden ortadan kalkar ve derdest olmaktan çıkar.

Bu durumda davanın esastan incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın derdestlik nedeni ile açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 3.2.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.

(Corpus'tan alınmıştır)