Mesajı Okuyun
Old 27-03-2002, 12:19   #12
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan Sn. Tikici'ye

1. Açıklamalarınızda, hukuki mütalaanın ücret karşılığı alınmış bir görüş olduğu hususuna özellikle vurgu yaptığınızı ve buna olumsuz bir anlam yüklemeye çalıştığınızı hissediyorum. Bir görüşün sadece ücret karşılığı açıklanmış olmasının, etik bakımdan "yanlı" veya "yanlış" hatta "kötü" sayılması için yeterli görülmesi halinde, tüm bilirkişi raporları hatta tüm avukatlık hizmetlerine kötü gözle bakmamız gerekmez mi?
2. Tarafların aralarındaki uyuşmazlığı çözümlemek üzere bir öğretim üyesi hakeme başvurmaları ve aralarındaki uyumazlığı kısmen veya tamamen ona çözdürmelerinin mümkün olabileceğini kabul eden bir yargı düzeninde (HUMK.m.516 vd.) hukuki mütalaanın kabul edilmemesi sadece bir tarafın isteği ile hazırlanmış olması mıdır? O halde, taraflardan birinin sunduğu bir mütalaayı diğer tarafın kısmen kabul etmesi veya en azından varlığına itiraz etmemesi durumunda ne yapılacaktır? Özellikle taraflarca hazırlama ilkesinin geçerli olduğu özel hukuk uyuşmazlıklarında taraflarca itiraza uğramayan bir mütalaaya, hakim hangi gerekçeyle karşı çıkabilir?
3. Mütalaayı, MK.m.1/III anlamında "bilimsel bir görüş" (ilmi içtihat) saymak, mahkeme için neden bir baskı veya zorlama olsun. Hukuki mütalaa, tartışmasız ve mutlak doğruları temsil etmediğine, yargılama süreci içinde kıyasıya eleştirilebileceğine ve aynı güçte bir başka mütalaa ile çürütülebileceğine ve hiç bir şekilde hakimi bağlamayacağına göre, hakimin ve tarafların yararlanabileceği bir bilimsel görüş olarak dosyada kalmasında ne sakınca olabilir? Sonra, MK.m.1/III'deki bilimsel görüşlerin genel ve basılı eserlerle sınırlı tutulması, özel ve somut bir uyuşmazlığa ilişkin görüşlerin bu anlamda "bilimsel görüş" sayılmaması nasıl savunulabilir? Literatürde "örnek olay incelemeleri" adı verilen bilimsel çalışmalar, özel ve somut olaylara ilişkin değil midir?

Eleştirilerinizin, benim gibi pek çok kişinin yararlanmasına katkıda bulunduğunu unutmayınız.
Selamlar...