Mesajı Okuyun
Old 11-12-2016, 11:01   #26
Av.Hdyt.Yzb

 
Varsayılan

Merhaba, Konuya iki açıdan yaklaşmak gerektiği düşüncesindeyim;
İlki, Avukat ile vekil eden arasındaki iş sözleşmesi
İkincisi, Davacı ile davalı arasındaki ihtilafın niteliği ve işin sona ermesi ile ortaya çıkan nihai sonuç.

1 - Avukat, yasaların vermiş olduğu yetkiyi ilgili mercilerde müvekkilinin nam ve hesabına kullanan ve bu iş karşılığı elde ettiği gelir yönünden vergi yükümlüsü olan profesyonel meslek erbabıdır. Avukat yapmış olduğu bu faaliyetin, yani vekil edenin nam ve hesabına 'görmüş olduğu işin' karşılığında belirli bir ücret almaktadır. Avukatın almış olduğu bu ücret çoğu kere ve çoğu yerde belirli oranlarda sınırlandırılmakla birlikte taraflar bu çerçevede SÖZLEŞME ile istedikleri oranda anlaşabilmektedirler. Merci tarafından takdir edilecek ücretin kime ait olacağı da bu sözleşme ile kararlaştırılabilir. Zira bilinmektedir ki uygulamada özellikle kurum danışmanlığı ve benzeri iş yükü üstlenen danışman avukata takip ettiği iş için ya takdir edilen vekalet ücretinin tamamı ödenmekte ya da prim niteliğinde belirli oranlarda paylaşıma gidilmektedir.
2 - Herhalde asıl mesele, davacı ile davalı arasındaki ihtilafın çözümü için vekile ödenen ücret dahil bu hususta yapılan TÜM HARCAMALARIN davayı kaybedenden alınıp alınamayacağı hususu; yani, davayı kazananın davayı kaybedene karşı, 'RÜCUEN TAZMİN' hakkı var mıdır, yok mudur meselesidir. Kanaatimce böyle bir talebin kabul görmesi çok ciddi istismarlara yol açacak ve konu hukuk çizgisinden çıkacaktır. Ancak, alacak borç ilişkilerinde 'CAYDIRICI' bir fonksiyon icra edeceği de gün gibi açık.
Bu yönde açılmış bir dava veya bir içtihat var mıdır yok mudur. Konu hakkında bilgisi olan meslektaşlar paylaşırsa memnun oluruz.