Mesajı Okuyun
Old 07-02-2007, 23:41   #1
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan Ayıplı Mal (TKHK.m.4)

Değerli meslektaşlarım.

Tereddüt ettiğim bir konu:

Öncelikle Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Madde 4'ü aşağıya alıyor ve dikkatinizi çekmek istediğim kısımların altını koyulaştırıyorum:


Alıntı:
Madde 4 - (Değişik madde: 06/03/2003 - 4822 S.K./4. md.)(*)

Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.

Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.

İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz.

Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz.

Ayıplı malın neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin hükümler dışında, ayıplı olduğu bilinerek satın alınan mallar hakkında yukarıdaki hükümler uygulanmaz.

Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, imalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde "özürlüdür" ibaresini içeren bir etiket konulması zorunludur. Yalnızca ayıplı mal satılan veya bir kat ya da reyon gibi bir bölümü sürekli olarak ayıplı mal satışına, tüketicinin bilebileceği şekilde tahsis edilmiş yerlerde bu etiketin konulma zorunluluğu yoktur. Malın ayıplı olduğu hususu, tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde gösterilir.

Güvenli olmayan mallar, piyasaya özürlüdür etiketiyle dahi arz edilemez. Bu ürünlere, 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun hükümleri uygulanır.

Bu hükümler, mal satışına ilişkin her türlü tüketici işleminde de uygulanır.

Yukarıdaki maddeyle ilgili sorularım:

1-Ayıp gizli ayıp ise ve farzedelim ki teslimden itibaren 5.ayda ortaya çıkmış ise, ayıbın farkedilişinden itibaren 30 günlük süre sözkonusu edilebilecek midir, yoksa 30 günlük süre, yalnızca açık ayıpta ve bu nedenle "malın tesliminden itibaren 30 gün içinde " diye mi belirtilmiştir?

2-Ayıp gizli ayıp ise, 2 yıllık zamanaşımı içerisinde olmak kaydıyla, öğrenmeden itibaren 30 günlük süre sözkonusu olmayacak mıdır?(Madde böyle bir açılım getirmemiş zira)

3-Sonradan ortaya çıkan (gizli) ayıp , malın teslim alındığı tarihten itibaren iki yıllık süre içinde olmak kaydıyla "her zaman" ileri sürülebilecek midir? (Esasen tüm sorular aynı soruya ulaşıyor da, sözde soru sorarak yorumlarımı da eklemiş oluyorum sanırım)

4-Ve son olarak, bu halde de tüketici, madde 4, fıkra 2, cümle 2 deki seçimlik hakların tümüne sahip olacak mıdır?

Saygılarımla...