Mesajı Okuyun
Old 20-11-2020, 12:32   #5
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Yargıtay 17.HD. 14.03.2019 T. 2016/8262 E. 2019/3033 K.sayılı kararında ise : “Avukatın mahkemeye sunacağı vekaletname, müvekkil ile vekil arasındaki vekalet akdini ortaya koyan bir yazılı belge niteliğinde olup, sadece bu ilişkinin üçüncü kişiler ve mahkeme nezdinde ispatı açısından önem taşır. Böyle durumlarda ortada hukuken geçerli şekilde oluşmuş bir vekalet ilişkisinin her halükarda mevcut olduğu açıktır.” Denilmiş ve bu kural HGK ve 3.HD.sinin pek çok kararında tekrarlanmıştır.


Teşekkür ederim üstadım, bilgilendirmeniz için.

İlk 2 karara ben de katılıyorum. Alıntıladığım karardaki "her halükarda" ifadesi ise TBK md. 503'teki "Kendisine bir işin görülmesi önerilen kişi," ifadesi ile çelişiyor. "Her halükarda" denirse, aksi ispat edilemez bir hal oluşur. Halbuki vekaletname, vekalet ilişkisine karine olarak değerlendirilirse, aksi ispat edilebilir.

Eğer özel vekaletname düzenlenerek, "x'deki konutun y değere z sürede satışı" denmişse, vekaletnameden önerilen işi anlamak mümkün zaten. Avukat reddetmemişse, vekalet ilişkisi kurulmuştur. Aksi de ispat edilemez.

Ancak genel dava vekaletnamesinde işi anlamak mümkün değil. Müvekkil, ileride işi olur diye vekalet verebiliyor. Bir davası için vekaletname çıkartıyor ama aslında 50 işi olabilir. Örneğin 50 davası olan bir şirket genel dava vekaletnamesi çıkartırsa, hangi iş için avukatlık sözleşmesi yapıldığını anlayamayız. Ben de her dava için avukatlık sözleşmesinin kabulü gerektiğini düşünüyorum ancak iş sahibine de, aksini ispat etme şansı tanınmalıdır. Her halükarda denecekse, her vekaletnamenin özel vekaletname olarak düzenlettirilmesi gerekecektir.

Zaten alıntıladığım kararın tam halinde, "her halükarda" ifadesi, baro pulu eksik vekaletname için kullanılmış.