Mesajı Okuyun
Old 11-11-2011, 13:07   #1
Av. Ali YILMAZKARA

 
Rahatsiz Dolandırıcılık - Resmi Evrakta Sahtecilik - Menfi Tespit -

Merhaba Sevgili Meslektaşlar

2006 Subat Mart aylarında bir tarım koop. yetkilisi X bulunduğu ilçe ve yakın ilçelerin köylerinde kooperatif üyelerine giderek tarımsal ürün satışı yapmış, bu satışlar neticesinde kooperatifin logosunu taşıyan taahhütnameleri ve sözleşmeleri, irsaliyeli faturaları imzalatmış araya da boş senet sokuşturarak bilgisizliklerinden ve güvenlerinden yararlanarak 50 60 köylüden imzalı boş senet almıştır.

1 yıl sonra üstü doldurulmuş senetlerden bazıları X'in akrabaları tarafından icraya koyulmuştur. Müvekkilimiz M'de bu şekilde mağdur edilen köylülerden biridir ve X tarafından imzalatılan senet X'in akrabası olan Y tarafından icraya konulmuştur. Bunun üzerine civarda X hakkında dedikodu şeklinde "Dolandırıcılık yaptığı şeklinde" bir panik dalgası yaşanmış, köylüler topluca X ve Y hakkında savcılığa şikayette bulunmuştur. Fakat savcılık köylülerin bu soyut iddialarına itibar etmemiş, söz konusu icra takiplerine de hukuki ihtilaf gözüyle bakarak "Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar" vermiştir."
Anılan karara yetkili Ağır Cezada itiraz edilmişse de "İtirazımız Reddedilmiştir".

Başka köy ve ilçelerde de farklı köylüler tarafından X hakkında şikayette bulunulmuş, bazı ilçe Cumhuriyet Savcılıkları da "Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar" vermiştir.

Fakat bir ilçe Cumhuriyet Savcılığının Şüpheli X ve akrabaları hakkında hazırladığı iddianame neticesinde X ve bir kısım akrabaları Ağır Cezada Yargılanmıştır. 4 Yıl süren Yargılama sonrasında Ağır Cezada görülen dava ile birleşen bazı dosyalar olmuş ve X mahkumiyet cezası almıştır. (7 farklı Niteklikli Dolandırıcılık - 7 Resmi Evrakta Sahtecilik) [Halbuki çok daha fazla insan mağdur edilmiştir.]

Yukarıda bahsedilen Müvekkilimize karşı icra takibine, Savcılığa yapılan sikayetle eş zamanlı olarak itiraz edilmiş ardından menfi tespit davası açılmıştır. Mahkeme talebimiz üzerine Yukarıda değinilen Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamayı bekletici mesele yapmıştır.

Fakat ilginç olan nokta şudur ki değinilen ağır cezada Y yargılanmamış mahkeme ve savcılık bu olayı çete suçu olarak değerlendirmediği için sadece X ve 4 akrabası-arkadaşını yargılamıştır.

Özetle X'in topladığı senetler Y-Z-W-O-Q-P-Ç-T-K tarafından A ilçesinde (Y-Z) S ilçesinde (W-O-Q) D ilçesinde (P-Ç-T-K) icraya koyulmuş fakat sadece X-P-Ç-T-K yargılanmıştır çünkü sadece onlar hakkında dolandırıcılık suçundan iddianame düzenlenmiştir.

Ağır Cezada Yargılanan X'in dolandırıcılık yapmak suretiyle elde edilmiş senedi kullanan P-Ç'nin mağdur ettikleri senet Borçlusu/Müşteki U ve Ü- de bizim müvekkildir. Fakat onların olayında suç yeri farklı olduğu için şikayet edilen Savcılık farklı olmuş ve iddianame düzenlenmesi sayesinde yargılamaya katılabilinmiştir.
Görüleceği üzere M'yi dolandıran Y yargılamaların dışında kalmıştır...

Sorularım şunlardır ki;
1- X'in ağır cezadan açık ve net bir şekilde ceza almış olması (Gerekçeli Karar Yazılmıştır fakat Temyiz aşamasında olması nedeniyle kesinleşmemiştir.) M'nin X ve Y'yi şikayeti sonrası verilen "Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar"ın yeniden incelenmesi için "YENİ DELİL" olarak değerlendirilebilinir mi?

2-Y'nin icra takibine karşı açmış olduğumuz menfi tespit davasına sunacağımız ceza yargılamasına ilişkin bu ekler dolandırıcılık kanaati oluşması için yeterli olur mu sizce? Yoksa Y hakkında illaki bir Ceza Mahkemesi Kararı Olması mı gerekir? (Alacaklı görünen Y'nin X'in akrabası olduğu A.C.M. zabıtlarında bulunan ikrarlarla sabittir.)

Tavsiye ve önerileriniz için şimdiden teşekkür ederim.