Mesajı Okuyun
Old 19-08-2010, 23:09   #26
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
Sorunun soruluş bu soruluş şekline göre daha hukuk fakültesinde 1. dönemini tamamlamış bir öğrencinin vereceği cevap ile 40 yılını devirmiş meslektaşların vereceği cevaplar özü itibariyla bellidir. Ömer Kavili'nin amacının da bilmediği bir soruya cevap aramak değil çok iyi bildiği cevap üzerinden bir yerlere varmak olduğu anlaşılıyordu. Nitekim Adalet Bakanı adına savunma yapan ve İdare Mahkemesine dilekçe gönderen bir memurun bu ifadeyi hangi saikle kullanmış olabileceğini korkunç derecede merak ettiğimi belirtmek durumundayım. Konu açıldığından beri esasen bu hayret duygusu içerisinde gelişmeleri bir arkası yarın dizisi gibi izlemekte olduğumdan konunun Meslektaş Soruları alanında fazlaca kaldığını daha yeni fark ettim. Bu nedenle konunun asıl yeri olan Hukuk Sohbetleri alanına taşınması işlemini gerçekleştiriyorum.

Bu arada ilgili şahsın kullandığı ifadenin doğrudan savcının yaptığı işe yönelik bir teşbih olduğunu kabul edersek doğrudan davayı kabul gibi bir anlama gelir ki öyle olduğunu sanmıyorum.
Yazdığı cümlede tahminim Savcının bu çok önemsiz (!) hareketi nedeniyle bu kadar yoğun eleştirilmesi ve tepki gösterilmesinin adeta o biberlik eylemi yapmışçasına abartmaktır denilmeye çalışmıştır.

Bu denli argo bir teşbih kullanmak gerekli midir? Elbette gereksiz, yersiz ve yakışıksız bir ifadedir.
Gereksizdir çünkü Türkçe bu teşbihin yerine konulacak ve çok yakışacak yüzlerce ifadeyi barındıran zengin bir dildir. Türkçe'ye haksızlık olmuştur.
Yersizdir çünkü ifade bir mahkemeye sunulmak üzere yazılan bir dilekçede kaleme alınmıştır ve ne makamın ne de yapılan faaliyetin ağırlığına yakışmıştır.
Yakışıksızdır çünkü ifadeyi kullananın statüsü kendisinden daha yakışıklı ifadeler beklentisini bizlerde haklı olarak oluşturmaktadır.
Saygılarımla

Sayın Av.Can Doğanel,

Ya geri çevirmeyip o yazıyı tebliğe çıkaran Ankara İdare Mahkemesi görevli yargıçları ?

Ömer Kavili 15638