Mesajı Okuyun
Old 30-12-2011, 17:41   #26
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Baba ile anne evli durumdalar. Anne ortak çocuğu alıp başka bir ile kaçıyor ve orda yaşamaya devam ediyor. Anne uygunsuz bir hayat sürmekte. Baba boşanma davası açmak istemiyor. Boşanma davası açmadan çocuğun velayetini almak mümkün müdür? Bu mümkün değilse baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisi mümkün müdür? Boşanma davası açmak zorunlu mudur?

Yasa Maddesi
II. Ana ve baba evli ise
MADDE 336.
Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar.

Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir.

Velayet, ana ve babadan birinin ölümü halinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.

Gerekçe; Madde İsviçre Medenî Kanununun 297 nci maddesinden aynen alınmıştır.

Birinci fıkrada, evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın velayeti birlikte kullanacakları şeklinde yürürlükteki Kanunun 263 üncü maddesinin birinci cümlesinde dile getirilen kural korunmuştur. Ancak yürürlükteki metnin ikinci cümlesindeki "Anlaşamazlarsa, babanın reyi muteberdir' hükmü, kadın erkek eşitliğine aykırı bulunduğu için, maddeye alınmamıştır.

İkinci fıkrada, eşlerin ortak yaşamlarına fiilen son verilmesi veya ayrılık hâlinin gerçekleşmesi durumunda, velayetin kime verileceğinin hâkim kararıyla belirleneceği hükme bağlanmıştır.

Üçüncü fıkrada ise, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde velayetin sağ kalana, boşanma hâlinde ise çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olduğu düzenlenmektedir.

Fıkra, esasen, yürürlükteki Kanunun 264 üncü maddesinin birinci fıkrasının sadeleştirilmiş hâlidir.

Örnek Karar

YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/117
Karar: 2004/760

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: 1-Türk Medeni Kanununun 336/2. maddesi gereğince ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim velayeti eşlerden birine verebilir. Tarafların ayrı yaşadıkları anlaşılmaktadır. Müşterek çocuk 20.09.1999 doğumlu Kemal anne bakım ve şefkatine muhtaçtır. Davanın kabulü ve velayetin anneye verilip, baba ile uygun kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
2-4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından (MK. md. 118-494) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici 1. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur.

KARAR : Hükmün 1. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 22.01.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.


Her hukuki tartışmanın yararlı olduğu düşüncesiyle..

Saygılarımla,