Mesajı Okuyun
Old 12-08-2015, 14:27   #24
nevzat çeviker

 
Varsayılan

bir davada avukat'a verilen vekalet ücretinin davadan haklı çıkılması durumunda haksız yere dava edilen kişinin zarar etmemesi için bir şekilde kendisine ödenmesi gerekir. hatta dava nedeniyle uğradığı gereksiz uğraşı ve manen yıpranma bedellerinin de tazmin edilerek ödenmesi lazımdır. bu durumu öngörmeyen bir hukuk adamı düşünülemez.

peki türkiye'de durum böyle olmuyorsa sebebi nedir? sebep: ekmeğini hukuk adamlığından kazanan hukuk uğraşanlarıdır. avukatlar , hakimler, öğretim üyeleri, hukuk sorunlarıyla uğraşanlar az veya çok bu sorunun sebebi ve muhatabıdırlar. bu problemin sorumluları herhalde hukukla bir uğraşısı olmayan değişik iş alanlarıyla meşgul olan insanlar değildir.

avukat müvekkeline "baronun belirlediği fiyat bu, bu para benim masraflarımı karşılamaz. davayı kazanırsak mahkeme kararıyla alacağımız para üzerine şu kadar da senden isterim dese müvekkil bilgi sahibi olur, bir tedbir düşünmeye çalışır. en azından durumu sorgular. bir çok avukatla işim oldu hiç biri detay vermiyor. vatandaş da dava dilekçesinin sonunda belirtilen "yargılama gideri ve mahkeme masraflarının karşı tarafa yükletilmesi" ibaresinden davayı kazanırsa ödediği avukatlık ücretini geri alacağı kanaati oluşuyor. zaten anlaşılması gereken de bu değil mi? nerede görülmüş hem haklı olacaksın hem zarar edeceksin.

neticede barolar bu konuda en aktif görev alması gereken birimlerin başında gelir diye düşünüyorum. çünkü kendileri avukat, vatandaşla muhatap olan kendileri. haklı insanların haksızlığa uğramasına nasıl razı olabiliyorlar, nasıl vicdanları rahat edebiliyor bunu da bir vatandaş olarak anlamış değilim.

bazı avukatların yukarıda cevabını okudum. "hiçkimse avukat tutmak zorunda değil, herkes kendini mahkemelerde avukatsız savunabilir" diyorlar. ben şahsen bu durumu da iki kere ayrı davalarda uyguladım. bir mahkemede kendimi savunmam sebebiyle dikkate alınmadığım, önemsenmediğim duygusunu yaşamamı hissettirdiler. ikincisinde ise; duruşma tutanağında yazıyla "bir sonraki duruşmaya avukat tutarak gelmemi" önerdiler.

dört yıllık hukuk tahsili yapan birisi olarak; bir yerdeki bir meraklı gelsin senin tahsiliyin hiç önemi yok ben de hukuk okur, öğrenir ve kendimi savurum desin algısında anlayan hakimlerin çok olduğu yerde vatandaşa kendilerini savundururlar mı? sanmıyorum. çünkü yaşadım ve gördüm.

halbuki bir vatandaşın hukuku anlamaya çalışması kendini savunacak bilgiyle donatma gayretinde olaması teşvik ve destek görmeli değil midir?

netice olarak; uzun lafın kısası, davasında haklı çıkan müvekkile hem maddi hem manevi bir zarar gelmemeli. bir hukuk adamı bunun acını çekmeli. adaletin yerine gelmesi için gayret göstermeli. yoksa bu ateş birgün olur gelir kendisine de dokunur vesselam.

okuyanlara da dikkate alanlara da teşekkür ederim.