Mesajı Okuyun
Old 06-05-2007, 14:53   #24
üye8555

 
Varsayılan

Değerli hukukçular, "özgürlük denen elbise bize bol geldi, içinde oynamaya başladık" anlayışı de kadar yanlışsa, "parlamentarizm bize yetmiyor, başkanlık rejimine geçelim" demek de o denli yanlıştır.Şu günlerde malesef bazı çevrelerce başkanlık sisteminin bize "iyi" geleceğine dair kamuoyunu yönlendirme çalışmaları aldı başını gidiyor.Sadece ABD'DE, ki o da ABDlilerin çabaları sayesinde işleyebilen, başkanlık sisteminin getirileri, götürüleri, olumlu ve özellikle olumsuz yanları tartışılmadan, yaparız olur mantığıyla hareket ediliyor.Herşeyden önce bu bir Anaysal tercihi ifade eder.Fakat bu tercih yapılmadan önce ülkenin sosyo-kültürel, ekonomik, politik...vs. durumu göz önünde bulundurulmalı, ve en önemlisi, ülke ve toplumun anayasal geleneğine,bu sistemi içselleştirip içselleştiremeyeceğine dikkat edilmelidir.Dikkatinizi çekerim, halk tarafından azımsanamayacak bir çoğunlukla seçilen, geniş yetkileri haiz ve aynı ölçüde sorumsuz bir başkandan söz ediyoruz.Ülkemizde yıllardır yüzde ellinin üzerinde oy alabilen bir hükümet çıkmazken, ondan kat kat üstün bir oyla seçilen başkanın, sorumluluğu olan başbakanı ve hükümeti ezmesi, işten bile değildir.Kaldı ki, devlet başkanı, görevi ve konumu gereği, partiler üstü bir konumda ve tarafsız olmalıdır.Böyle bir sistemde, seçilebilmek için adaylar ister istemez bir kampanya arayışında olacaktır, yani bunun için en makul araç olan partileri kullanacak, çıkarını paylaştığı partinin az çok güdümünde olacaktır.Onu da bırakalım, daylar seçim propadandasında ne vaat edebilirler ki?Devlet başkanlığı ve hükümet, yıllardan beri ülkemizin yumuşak karnıdır.Bu tür tartışmalarla sistemi daha çok yıpratmak yerine, anayasal geleneklerimize ve sosyal yapımıza uygun mevcut sistemimizin yıpranan yerlerini onarmak, en makul çözüm olarak görünüyor bana.Anayasa bir zincirdir, bir halkasını değiştirdiğimizde bütün sistem bundan etkilenir.Birkaç maddelik paketlerle böyle büyük bir işe kalkışmak, binilen dalı kesmektir.Bu tartışma yeni değil, yıllardır gündemde.Bu ülke üç tane kurucu meclis gördü.Her fırsatta ileri görüşlülüğünü dile getirmekle övündüğümüz, Türk ulusunu en iyi tanıyan Atatürk,Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini genişletme önerilerine hiçbir zaman sıcak bakmamıştır, bunun sebebi sadece Padişahlığı çağrıştıracağı düşüncesi olmasa gerek...SAygılar