Mesajı Okuyun
Old 06-04-2007, 23:44   #15
ahmetsacit

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. BÜLENT NURİ KURDOĞLU
2- Parlamenter demokrasimizin eksikleri giderilirse başkanlık sistemine ihtiyaç kalır mı ?
- Yargı bağımsızlığı tam anlamıyla sağlansa,
- Dokunulmazlıklar kaldırılsa,
- Kuvetler ayrılığı güçlendirilse,
- Egemenlik ile ilgili konular da örneğin Avrupa Birliği, gümrük birliği ya da yabancı askeri kuvvetlerin konuşlandırılması ile ilgili konularda referandum yapılma şartı getirilse,
- Siyasi partiler kanununda değişiklikler yapılsa ve partilerin daha demokratik bir yapıya kavuşmaları sağlansa,
- %10 barajı kaldırılsa, meclis aritmetiği daha adil oluşsa,
başkanlık sistemine ihtiyacımız olur mu?

Yargı bağımsızlığının tam anlamıyla sağlanabilmesi için yürütmeye ve yasamaya düşen sorumluluklar dışında hukukun uygulayıcısı olan hakim ve savcıların kendini tam anlamıyla bağımsız olarak hissetmeleri gerekir ancak Yargıtay içtihadlarının hakimler ve savcılar üzerindeki etkisi bunların yükselmesinin yargıtaydan ne kadar kararının onanmasına bağlı olması durumları ise yargının kendi içinde bir çelişki içinde olduğunu gösterir.Hem yargı bağımsızlığını savunup hem de bir iddianameden dolayı bir savcının görevinden alınmasını doğru bulan yargıtay cumhuriyet başsavcıları Türk yargı sisteminin başında olduğu sürece yasama ve yürütme erkler ayrılığının tüm gereklerini yerine getirip yargıyı bağımsız hale getirecek kanuni düzenlemeleri yapsa bile sorunun çözümü yine hukukun uygulayıcılarındadır.
Dokunulmazlıkların tamamen kaldırılması ise aşırı derece popülist bir yaklaşım olacaktır ancak tamamen kaldırmak yerine aşağıdaki anayasa hükmü şöyle değiştirilebir.


Madde 83 \ 2-Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.



Kanaatimce yukarıdaki anayasa hükmünden sorguya çekilemez ve yargılanamaz ibareleri çıkartılmalıdır.Böylece milletvekilinin yasama dokunulmazlığı sınırlandırılmış olsa bile verilen bu meslek dışı imtiyaz vekilin yasama faaliyetlerine katılmasının engellenmesine mani olacaktır.
Tamamen kaldırılırsa milletin iradesine darbe vurulacak eylemler yapılarak demokrasiden uzaklaşılmış olur bu da parlementer rejimi geliştirmek yerine temelden zedeler.
Siyasi partiler kanunuda değişiklik yapılmalı fakat ilk önce önüne gelenin parti açtığı Türk siyasi ortamında istikrara yönelik siyasi hayatın vazgeçilmez unusuru olan siayasi partilere parti içi demokrasi anlayışı yerleştirilmelidir.Bir çok partinin girdiği bir meclis temsilde adalet ilkesine uygun olabilir ancak bu da hükümet krizlerini ve siyasi istikararsızlıkları getirir.
Bence sizin parlementer rejimin temel sorunları olarak belirlediğiniz bu başlıkların ötesinde daha öncelikli sorun ise Cumhurbaşkanın yetkileridir.Unutmayalım ki 1982 anayasasının getirmiş olduğu bu rejim cumhurbaşkanın yetkileri dolaysıyla başkanlık rejimine kaymaktadır.