Mesajı Okuyun
Old 22-10-2020, 23:38   #2
avukatexplorer

 
Varsayılan

Öncelikle bilgilendirici yazınız için teşekkür ederim. Gerçekten çok kritik bir konu hele ki şu dönemde...

Lakin şu aşağıya alıntıladığım cümlenizdeki yoruma katılmıyorum sayın hocam:

“Eğer eski alınan işle ilgili olarak ilave bir ücret alınması söz konusu olursa veya bu davaya ilişkin olarak daha önceden hiç serbest meslek makbuzu düzenlenmemiş ise bu durumda vergi mükellefiyetinin kapatılması mümkün olmayacaktır.”

••••

Çünkü pratikte özellikle bazı hukuk alanlarında müvekkillerden anlaşılan tutardaki vekalet ücretini tamamen tahsil edebilmek mümkün olmayabiliyor.
Haliyle tahsilat olmayınca da makbuz düzenlenmesi söz konusu olamıyor. Malum böylesi tahsilat yapılamaması hallerinde asgari ücret tarifesi üzerinden kdv borcu ise dosya kesinleştikten sonra (dava 10 sene de sürse bu 10. yılda) doğmaktadır.

Bu gibi hallerde müvekkilden kaynaklı olan “tahsil edememe” aciziyetimizin faturasını “dava neticelenen kadar mükkellefiyet kapatamama” olarak avukatın ağır biçimde üstelenecek olması kabul edilemez.

En nihayetinde ilgili danıştay kararında da görüleceği üzere tasfiye için iş sürdürmek dahi mazur görülmesine rağmen sırf tahsilat yapılamadığı için mükellefiyet kapatamayacak olmak ne kadar doğru olacaktır?

Bence böylesi durumlarda sonradan “özel usülsüzlük cezaları” veya “asgari ücret tarifesindeki tutarlar üzerinden kdv tahsilatı için davet” gibi yöntemler makul olacaktır.

Sonuçta fiilen çalışmayan, yeni vekalet almayan, sadece derdest dosyaların tasfiyesi için işlem yapan bir büroya “sen tahsilat yapamadıysan ya da geçmişte bilerek yapmadıysan ben seni mükellef sayarım, ofisi kapatamazsın” demek doğru olmayacaktır.

Ancak sonradan tahsilatlar yapılması halinde mükellefiyet kapatılmış sayılmayacağı hususunda size hak veriyorum.

Sonradan tahsilat illa yapılacaksa dosyanın vergi mükellefi bir başka meslektaşa “ikame tevkil” edilmesi ve sonrasında makbuzların o meslektaşça kesilmesi ve vergi kaybı oluşmaması sağlanabilir kanaatindeyim.