Mesajı Okuyun
Old 25-03-2008, 00:28   #14
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

İlk kez sevdiğime beğendiği bir armağan aldım. Bu yüzüğü beğendi, taktı, epeyce kaldı parmağında. Bir gün baktım, yok. Yanıldım mı acaba? Beğenmemiş miydi? Sorgulamadan sordum; kayboldu dedi. Çıkarıp diğer takıların yanına koymuş ve sonra bulamamış. Bizim zıpır kız mı bir yere attı? Ama onun ulaşamayacağı kadar yüksekteydi. Tam da o günlerde, bir uzak akraba ama dostumuz, kendi akrabalarıyla gelmişti. Biri daha 14-15 yaşında bir genç kızdı konuklarımızın. Yatak odamızda, küpeler elinde görmüştüm. O mu aldı acaba? Hay allah, şu yüzük ortaya çıksa da kurtulsam bu düşüncelerden. Heryeri aradım, aradık. Temizlik yaparken bulmamız gerekirdi. Yok, yok. Demek ki o aldı. Ama... Belki de... Nerede o zaman? Buhar olup uçmadı ya... Evet, kesin o kız aldı. Yatak odamızda ne arıyordu? Küpeleri karıştırırken görmedim mi? Oradaydı yüzük. Genç kız işte, heves edip aldı. "Sen mi aldın?" da diyemeyiz ki... Öff....
2 ay kadar bulamadık o yüzüğü. Sonra biryerlerden çıktı. Unuttuğumuz ayrıntılar öyle çok ki. Bize net gibi gelen anların aslında bulanık olduğunu anlamak için sadece zaman gerekiyor. Bir daha görmediğim o kızdan şüphelendiğim için kendi kendime kızdım. Ama şüphelenmekte haksız mıydım?