Mesajı Okuyun
Old 21-05-2009, 19:28   #5
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Mevcut derdest bir dosyada icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştuk mahkeme icra inkar tazminatına hükmetti ancak karşı taraf temyiz yoluna gidince bizde icra inkar tazminatı yönünden;

"Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece, borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise , alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir."(13 HD, E.1998/8981K. 1998/9346.)
Sigortacı kendi çalışma alanı içerisinde görevli uzman exper aracılığıyla söz konusu hasara ilişkin zarar miktarını belirlemiş hasar dosyasına EXPER RAPORU İBRAZ EDİLMİŞTİR. Exper raporunun sigortacıya ibraz edilmesi ile borç miktarı sigortacı tarafından bütün unsurları ile bilinebilir bir hale helmiştir. DAVA KONUSU ALACAK BU YÖNÜYLE LİKİT BİR ALACAK HALİNE GELMİŞTİR.

Yargıtay’ın yerleşik kararlarının aksi yönde olması kötüniyetli şahısların keyfi olarak İcra takibine itirazı sonucunu doğurmakta böylelikle mahkemelerin iş yükü artmakta adaletin gecikmesine neden olduğu gibi bir çok kişinin alacağına geç kavuşmasına ve mağduriyetine neden olmaktadır.

şeklinde savunmalarımızı yaptık bakalım artık