Mesajı Okuyun
Old 11-05-2009, 22:10   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Korunan Kadın, Toz Olan Adam

Korunan Kadın, Toz Olan Adam


Özdeş Bodur, Gıda Mühendisi
Mayıs 2009


"Korunan kadın, bilinçli kadın" başlıklı bir kampanya* başladı geçenlerde. Türkiye Aile Planlaması Derneği düzenliyormuş. Televizyonda kampanya filmlerini, duraklarda afişlerini görmüşsünüzdür. Filmlerin birinde mekan seçiminden İTÜ Mimarlık Fakültesi'nde okuduğunu anladığımız genç bir kadının gelecekle ilgili hayallarinden söz edilirken bir bakıyorsunuz kucağında bir bebe. Bir başkasında beyaz yakalı bir pozisyonda, evli ama -yalnızca şimdilik- çocuk istemeyen bir kadın var. O da istenmeyen bir gebelik sonucu kucağında bir bebe buluveriyor. Bir de ev kadınlı uyarlamasını yapmışlar. Onun hayali "eşine ve çocuklarına daha fazla zaman ayıp ailesi için hep en iyisini'' yapmak. Hayallerinde kendisine yer ayırmadığı anlaşılıyor. Ve iki çocukla cebelleşirken üçüncüsüne hamile kalıveriyor. Sonra sadede geliniyor: Yılda en az bir kere kadın doğum doktoruna gidin ve korunun ki, zamansız gebelikler yüzünden gelecek hayalleriniz güme gitmesin demeye getiriyorlar.

Üniversite öğrencili birinci kampanya filmine ilk bakışta, aman ne güzel diye düşünüyor insan: En azından üniversite öğrencisi kadınların da cinsel hayatı olabileceğini kabul ediyor, onlardan kadın diye söz etmeye cesaret ediyor. Adı Türkiye Doğum Kontrol Derneği değil de, Türkiye Aile Planlaması Derneği olarak seçilmiş bir dernek bile bu genç kadınları görmezden gelemiyor. Gerçekten ne güzel! Beyaz yakalı çalışan kadın da kadın-erkek sayısının dengeli olduğu bir toplantıda sunum yapıyor, aktif gözüküyor falan. Gerçi genel müdürü ille de erkek yapmaları gözümüzden kaçmadı ama her üç filmde ortak olan çok daha bariz bir birşey dikkatimizi çekiyor. Çocuklar sahneye çıkınca adamlar toz oluyor! Sanki kadınlar bu çocukları uzaylılardan yapmış! İzleyen küçük çocuklar kadınların kendi kendilerine hamile kalabildiği sanacak! Planlanmamış gebelikler esas adamların hayatını hiç mi hiç etkilemiyor! Kampanya filmlerindeki kadınlar kucaklarında bebekleriyle nasıl da yalnızlar! Zaten amaç da bu aslında. Kadınları korkutarak korunmaya ikna etmek. Erkeklerin korkmasına gerek olmadığı için korunmalarına da gerek yok tabi. Ne de olsa ister evli, ister bekar olsunlar çocuk onların hayatını kadınlarınki kadar değiştirmeyecek. Kampanyanın hem filmleri, hem de korunan kadın sloganı bunu öyle doğal, öyle meşru birşeymiş gibi sunuyor ki! Gel de adamları prezervatif kullanmaya ikna et şimdi! Niye korunsun adam? Bir de sloganın şu bilinçli kadın yarısı var ki, planlamadan hamile kalan tüm kadınları bilinçsiz kadın diyerek ayıplıyor. Yakışmaz tabi ?'öyle köylü kadınlar gibi'' planlamadan hamile kalıvermek döpiyesli, incili beyaz yakalı kadınlara.

Sahi kampanya filmlerindeki bu kadınların hepsi neden orta sınıf? Neden istemediği gebelikleri nasıl engelleyeceğini bilgisine ve yılda en az (!) bir kez kadın doğum uzmanına gitmesi önerilen kadınlar arasında bunlara ulaşması daha zor olan işçi kadın, köylü kadın yok mesela? Ürün satma amaçlı reklamların izleyicinin özdeşleşmek isteyeceği sınıftan, görünümden karakterler kullanmalarına, köylüleri yalnızca gülünecek tiplemeler olarak sunmalarına şaşmıyorum ama bu kampanyanın seçimlerine akıl erdiremedim.

Her üç filmin de en rahatsız edici yanı kürtaj seçeneğini unutturmaya çalışması. Evet, kürtaj diye bir seçenek de var! Her ne kadar 18 yaş altı için ebeveyn izni, evli kadınlar için hala koca izni gerektirse de kürtaj bu ülkedeki kadınların - neyse ki- yasal hakkı. Devlet hastanelerinde bile bu hakkın gasp edildiğiyle ilgili haberler gelse de, kürtaj istenmeyen gebelik yaşayan her kadının önündeki bir seçenek. Seçmemeyi tercih etse de. Bu gerçekdışı hikayeler kürtaj seçeneğini yok saymakla kadınları daha çok korkutup korunmaya daha kolay ikna edeceklerini mi sanıyorlar acaba? O öğrenci kadının evlilik dışı çocuğunu istese de doğurması ne kadar mümkün bu ülkede?

Aile planlama ya da doğum kontrolü amaçlı örgütler kadınları korkutup "doktora gidin"den fazlasını söylemeyen bu tür kampanyalar yerine, ertesi gün hapları hakkında kamuoyunu bilgilendirseler, en önemlisi de "tıbbi düşük" seçeneğinin artık Türkiye'de de sunulması konusunda kampanyalar yapsalar ya! Çok daha makbüle geçer. Bir de mümkünse bundan sonra erkeklere istenmeyen gebelikleri engellemeyle ilgili sorumluluklarını hatırlatan kampanyalar görmek isteriz. Elalem taa 1970'lerde yapmış (Bkz. Siyah-beyaz afiş)

http://www.kadinmuhendisler.org/ob_K...zOlanAdam.aspx