Mesajı Okuyun
Old 15-03-2008, 20:52   #4
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Asıl sözleşmenin kanunen tabi olduğu şekil düzenleme şeklinde olduğundan, onaylama şeklinde yapılan değişiklik sözleşmesi geçersizdir. Tam olarak uyan bir karar olmamakla birlikte gerek yukarıdaki gerekse aşağıdaki karar bu duruma işaret etmektedir.

T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/7490
Karar: 2007/115
Karar Tarihi: 17.01.2007
ÖZET: Temyize konu dava, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan şahıslar tarafından arsa sahibi ve yüklenici aleyhine açılan tescil işlemine ilişkindir. Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri, arsa payının intikalini de içerdiğinden noterde düzenleme şeklinde yapılmalıdır. Yargıtay uygulamasında, aslının tabi olduğu şekil şartına uygun düzenlenmeyen ve bu nedenle geçersiz olan ek sözleşmelerin de tamamen ifa edilmeleri halinde geçersizliklerinin ileri sürülemeyeceği kabul edilmektedir. Olayımızda, yüklenicinin ifasından bahsedilemeyeceğinden ek sözleşmenin geçerli sayılması kabul edilemez.

(818 S. K. m. 12)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı - k.davalı H. Ata tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Temyize konu dava, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan şahıslar tarafından arsa sahibi ve yüklenici aleyhine açılan tescil işlemine ilişkindir.
Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri, arsa payının intikalini de içerdiğinden noterde düzenleme şeklinde yapılmalıdır. Resmi şekilde yapılan bu sözleşmelerin değişikliğini içeren ek sözleşmelerin de aynı şekilde BK.nun 12. maddesi uyarınca resmi şekilde yapılmaları zorunludur. Yasal düzenleme bu şekilde olmasına rağmen, Yargıtay uygulamasında, aslının tabi olduğu şekil şartına uygun düzenlenmeyen ve bu nedenle geçersiz olan ek sözleşmelerin de tamamen ifa edilmeleri halinde geçersizliklerinin ileri sürülemeyeceği kabul edilmektedir. Somut olayda ise, binanın iskan ruhsatı alınamadığı gibi, yasaya aykırı olarak yapılan dükkan hakkında da belediye encümenince alınmış yıkım kararı mevcuttur. Başka bir anlatımla, somut olayda resmi şekilde yapılmayan ek sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği bir ifa söz konusu değildir. Ani edimli olan eser sözleşmelerinde ifa, ya vardır, ya da yoktur. Kısmi ifa olamaz. Olayımızda, yüklenicinin ifasından bahsedilemeyeceğinden ek sözleşmenin geçerli sayılması kabul edilemez.
Bu durumda, mahkemece yapılması gereken iş; arsa sahibi ile yüklenici arasında noterden düzenleme şeklinde yapılmış olan 23.08.1995 tarihli sözleşme hükümleri esas alınarak, taraflar arasındaki bağımsız bölümlerin paylaşımının ortaya konulması ve buna göre bir sonuca varılmasından ibarettir. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı - k.davalı H. Ata yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı - k.davalı H. Ata'ya geri verilmesine, 17.01.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************