Alıntı: Yazan golyad Merhabalar, öncelikle tüm yanıt verecek meslek büyüklerime teşekkür ediyorum. Müvekkilim 4 kardeş, 2000 yılında babalarından kalmış olan arsa üzerine bina yapılması için bir müteahhit ile anlaşıyorlar, müteahhit arsanın tek bir kişi üzerinde olmasını istiyor. Bunun üzerine 3 kardeş ve anneleri paylarını erkek kardeşlerine satış göstererek devrediyor. İnşaat sürecinde ortaya çıkan masrafları müvekkilim ödüyor. İnşaat bittikten sonra paylarını devrettikleri kardeşleri, diğer iki kardeşin ve kendisinin paylarını 3. kişilere satıyor. Müvekkilimin dairesi bugüne kadar boş olup daireye sadece müvekkilim masraf etmiş. Kardeşinden geçtiğimiz yıl içinde payını istediği zaman kardeşi diğer miras paylarından vazgeçmesi karşılığında devredeceğini söylüyor. Müvekkilimin elinde yazılı hiçbir belge yok. Telefon mesajları vs kardeşiyle arasında yazılı hiçbir şey bulunmamakta. İnşaatı yapan müteahhit, bu süreçte inşaata malzeme veren dükkanlar ve ustalar bu duruma şahit. Paylarını devrettikleri kardeşlerinin o dönem o taşınmazı alabilecek gücünün olmadığı ispatlanabilir. Ben burada inançlı temlik olduğunu düşünüyorum, Yargıtay kararları inanç anlaşmalarında şekil şartı aramamasına rağmen taraflar arasında yazılı bir belgenin ispat için şart olduğu yönünde. Yargıtay tanıkla ispat için en azından yazılı delil başlangıcını şart tutuyor. Zamanaşımı yönünden de 10 yıllık bir süre söz konusu, Yargıtay'a göre bu sürenin başlangıç tarihi iddiada bulunanın ferağ umudunu yitirdiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı yönünde, bu süre için genellikle inşaatın bitim tarihini göz önüne almışlar. Benim sormak istediğim birinci şey, davaya konu olan anlaşmayı inançlı temlik dışında başka bir hukuki anlaşmaya sokabilir miyiz? ikincisi ise ispat konusunda yazılı delil başlangıcı olmadan da bu davayı kazanmanın bir yolu var mı? üçüncüsü davanın zamanaşımına takılmayacak bir şekilde açılması mümkün mü?

üstad merhaba aynı durum şuan benim müvekkilin başınada geldi sizin dosyanızda sonuç ne oldu acaba