Mesajı Okuyun
Old 24-05-2011, 10:07   #2
kezzy

 
Varsayılan

Birebir konunuzla ilgili karar elimde mevcut olmasa da mesajınızdan ayrıntılı bilgi istediğiniz sonucunu çıkarmak mümkün. Evlilik birliğinin kurulması ile birlikte evlilik hukuken korunma altına alınmakta ve eşlerin karşılıklı olarak yükümlülükleri doğmaktadır. Bu yükümlülükleri yerine getirmeyen eş hukuken kusurlu eş olarak adlandırılır ve bu durum diğer eşe boşanma davası açma hakkı verir.Türk Medeni Kanununun özel olarak saydığı zina, hayata kast ve pek fena veya onur kırıcı davranış, akıl hastalığı, terk gibi özel haller yanında evlilik birliğinin sarsılması gibi genel sebeplere yer verilmiştir. Evlilik birliğinin sarsılmasının çok çeşitli sebepleri olabilir. Bu durum eşlerin sosyal, ekonomik, yaşadıkları çevre veya buna benzer sebeplere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Müsrifliğin evlilik birliğini çekilmez hale getirdiği ve evlilik birliğinin sarsılmasına neden olduğunu kabul edebiliyor isek boşanma nedenidir diyebiliriz. Ancak boşanma yerine, eşlerden birinin müsrif olması durumunda Medeni Kanun 196.maddeye göre, eşlerden birinin talebi üzerine hakim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler. Eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması, katkı miktarının belirlenmesinde dikkate alınır. Medeni Kanunun 199.maddesine göre ise “ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin talebi üzerine hakim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir. Hakim bu durumda gerekli önlemleri alır. Yani Kanuna göre, hakim vereceği karar ile eşin sahip olduğu belirli bir malvarlığı değeri üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılabilir.