Mesajı Okuyun
Old 29-03-2008, 13:38   #27
av.semozgur

 
Mutsuz

Değerli meslektaşlarım,değerli zamanınızı ayırarak yardımcı olduğunuz için şimdiden teşekkür ediyorum.Sorum şu;

Müvekkilin babasına ait ev depremde yıkılmıştır.Depremden 1 yıl sonra da babası vefat etmiştir.Bu sırada müvekkil yaşça küçüktür.Bütün kardeşler babalarının ölümünün ardından en büyük ağabeyin himayesinde(ağabey o dönemde evlidir.) depremden sonra yapılan geçici barakada yaşamaya başlarlar.Yıllar sonra müvekkil evlenir,yurt dışına yerleşir.Yazları geldiğinde kalacak bir yerleri olsun diye diğer tüm kardeşlerinden de izin almak suretiyle (davalı ağabeyden izin alındığına dair tanık beyanları var)geçici baraka yerine yapılan ,yıllarca kimsenin oturmaması ve ilgilenmemesi nedeniyle harabe olmuş,ahır olarak kullanılan, afet konutunu yeniden inşa eder.Bu konutun alanı öncesinde 66 m2 iken müvekkilce yapılan eklemelerle 100 m2 olmuştur.Müvekkil bütün kardeşlerini arayarak bu inşaatı yaparken onaylarını almıştır.Müvekkil ,içi rahat ,bu kalıntı haldeki yere yüklüce bir masraf yaparak burayı ikamete uygun hale getirmiştir.Sonrasında müvekkilin yine yurt dışında yaşayan ağabeyi inşaat tamamlandıktan birkaç ay sonra yaklaşık otuz yıldır üzerine almadığı tapuyu borçlanma bedelini ödeyerek adına tescil ettirmiş ve müvekkilin evden çıkmasını istemiştir.Davalı ağabey babaları öldükten sonra ailenin en büyüğü olduğu için kendini hak sahibi olarak kaydettirmiş,ancak bu durumdan o dönemde çocuk yaşta olan müvekkilin haberi yokmuş.Müvekkil bu taşınmaz üzerinde babasından kalan yıkılan evin yerine yapılmasından ötürü tüm kardeşlerin hak sahibi olacağı inancındaymış.Şimdi biz bu durumda temliken tescil ,mümkün görülmezse yapılan masrafın sebepsiz zenginleşme oluşturduğu için müvekkile iadesine karar verilmesini talep ettik.Temliken tescil talebimiz müvekkili daha çok tatmin ediyordu,ne olur ne olmaz düşüncesi ile ikinci talepte de bulunmuştuk.Bu nedenle de yapılan masraflar için faiz talep etmemiştik.Önümüzdeki celse dosyanın karara çıkma ihtimali çok yüksek.Temliken tescil talebimiz reddedildiği takdirde diğer seçenek açısından ıslahla faizi talep etmemiz mümkün olur mu(fazlaya dair haklarmızı saklı tuttuk),bilirkişi raporları yapılan masrafın ve beklentimizin altında çıktı,bu durumda faizi talep edebileceksek kabul etmediğimiz bilirkişi raporuna göre mi değer belirleyip harç yatıracağız yoksa yaptığımız masraf bedeline göre mi ? Ya da genel olarak faizi ıslah etmek istediğimizi belirtmemiz mi gerekir?Bazı Yargıtay kararlarında ıslah tarihine kadar işleyen faizin asıl alacağa dönüştürülmek suretiyle harca tabi tutulması gerektiği belirtilmektedir.Bu durumla birebir örtüşen bir karar bulamadım,temliken tescilde; elimdeki bazı Yargıtay kararlarında yapıyı yapmakta haklı bir sebebin olması da iyi inancıngöstergesi olarak kabul edilmiş,bu durum kanaatinizce temliken tescil olarak kabul edilebilir mi?Bu arada davalı ağabey vekili karşılık dava olarak müdahalenin meni davası açtı,asıl davada esas hakkındaki beyanında her iki talebimiz açısından yasal koşulların oluşmadığından bahisle reddini, istenildiği takdirde inşaatta kullanılan malzemelerin sökülüp götürülmesine karar verilmesini talep etti.
Sabrınız ve yardımlarınız için çok teşekkürler .Saygılarımla.