Mesajı Okuyun
Old 25-09-2007, 20:41   #2
yargıc99

 
Varsayılan

sevgili kardeşim,
dil felsefesi ile alakali tesbitlerine katilmakla birlikte hemen bir tesbit yapmak mecburiyetindeyiz.birincisi hukukun kurumsal manada uygulayicilari konumunda bulunan hakim savci avukat ve diğeryardimci personel türk dili hakkinda ki bilgileri hemen hemen yok denecek kadar azdir. ikincisi, hukuk fakultesinden mezun olan her arkadaşimiz maalesef hukukcu kimliğini kazandiktan sonra okuma ve okuduklarini yazi diline gecirme gibi bir lükse maalesef sahip değiliz.ücüncüsü ise maalesef türkiyede satilan hukuk kitaplkarinin coğu kaynak eser olmakdan ziyade şerh eserler olmaktan ileri gitmektedir.bunun sonuncunda hukukcu kimliği taşiyan kardeşlerimiz kendi yorumlarindan ziyade bu eserler ve batili eserlerin yorumlarina müracaat etmektedirler.bu türk hukuk sistemini ilerleyemeyişinin en büyük handikapidir.
tüm bu saydiğim gerekcelerden sonra, özellikle hukuk dil felsefesi bir milim ilerleyememektedir.örnek verecek olursak bugün hukuk fakültesinden mezun olan bir genc arkadşimiz hukuk kitaplariondan faydalanmakta haddinden fazla zorlanmaktadir. kelimelerin asli , kullanilan cümleler hep yabanci dil kaynaklidir. arapça, osmanlica, fransiz ingiliz vb.ağir bir dille yazilan hukuk eserlerinde maalesef edebiyat ve dil kurallari manzumesinden de epey uzaktir.hal böyle olunca dil felsefesi ilminin ilerlemeside mümkün görünmemektedir.
görüş ve düşüncelerimi sizler ile paylaşmakdan memnunum. umarimki bu konuda yazacak diğer arkadaşlarimizin görüş ve düşünceleri bize adim atmaya bir enerji sağlarlar.
sevgi ve saygilarimla,