Mesajı Okuyun
Old 23-04-2012, 13:16   #40
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/11911
K. 2011/12213
T. 14.7.2011

• VELAYET ( İdrak Çağında Olan Çocuğun Velayet İle İlgilli Görüşünün Alınması Gerektiği - Açık Bir Beyanı Olmamakla Birlikte Dolaylı İsteğinin Baba Olduğunun Gözetileceği )

• İDRAK ÇAĞINDAKİ ÇOCUK ( Velayetinin Kime Verileceği Konusunda Açık Bir Beyanı Olmamakla Birlikte Dolaylı İsteğinin Baba Olduğu - Velayetin Babaya Verilmesinin Çocuğun Eylemli Durumuna Uygun Düşeceği )

• ÇOCUĞUN GÖRÜŞÜ ( Velayet İle İlgili Görüşünün Alınacağı ve Görüşüne Önem Verilmesi Gerektiği/Velayetin Kime Verileceğinin Önemli Olmadığını Ama Babasının Yanında Kalacağını Belirttiği - Dolaylı İsteğinin Baba Olduğunun Gözetileceği )

4721/m. 337
Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m.3, 6

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.12

ÖZET : Tarafların ortak çocuklarından biri idrak çağında olup alınan görüşünde velayetinin ana ve babasından birine verilmesinin kendisi için farketmeyeceğini ancak kendisinin babası yanında kalmaya devam edeceğini bildirmiştir. Velayetinin kime verileceği konusunda açık bir beyanı olmamakla birlikte, dolaylı isteğinin baba olduğu anlaşılmaktadır. İdrak çağındaki çocuğun kendisini ilgilendiren davalarda görüşünün alınması ve görüşüne gereken önemin verilmesi gerekir. Velayetin babasına verilmesi daha uygun olacağı gibi, çocuğun eylemli durumuna da uygun düşmüş olacaktır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kocanın boşanma davası, kusur, velayet, manevi tazminat ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Tarafların ortak çocuklarından 1995 doğumlu H idrak çağında olup; mahkemede alınan görüşünde velayetinin ana ve babasından birine verilmesinin kendisi için farketmeyeceğini ancak kendisinin babası yanında kalmaya devam edeceğini bildirmiştir. Usulünce onaylanarak, iç hukukun bir parçası haline gelen Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6.; Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 12.maddesi gereğince, idrak çağındaki çocuğun kendisini ilgilendiren davalarda görüşünün alınması ve görüşüne gereken önemin verilmesi gerekir. Ortak Çocuk H 'ın velayetinin kime verileceği konusunda açık bir beyanı olmamakla birlikte, dosyaya yansıyan dolaylı isteğinin baba olduğu anlaşılmaktadır. Bu değerlendirme uyarınca, ortak çocuklardan H 'ın velayetinin babasına verilmesi daha uygun olacağı gibi, bu durum çocuğun eylemli durumuna da uygun düşmüş olacaktır. Açıklanan nedenlerle, ortak çocuk H 'ın velayetinin davacı-davalı babaya verilmesi yerine, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup; bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.bentte gösterilen nedenle davacı-davalı koca lehine BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden A'ya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 73.90 TL.temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran H'a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.07.2011 gününde velayet konusunda oyçokluğuyla, diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi.

KARŞI OY : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluk kararına katılmıyoruz.

Kazancı