Mesajı Okuyun
Old 01-06-2011, 17:01   #3
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Oğuzhan Dayar
Davalı vekili olarak gireceğim bir dosyayı inceledim de; davacı taraf dava dilekçesinde Yargıtay' ın bir kararından bir cümleyi alıntılamıştır. Şöyle ki; dava dilekçesine

Yargıtay 17. HD Tarih: 10.07.2007 E:3405 K:2424 "Satışa konu dairede satış yapan kişinin (borçlunun) oturmaya devam etmesi hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir"

şeklinde yazmıştır.

Ancak ilgili kararı inceledim. Kararda bu cümle yok, buna en yakın cümle ise;

".... satışa konu dairede satış yapan kişinin oturmasının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı.... yönünden deliller ile birlikte değerlendirilerek sonucunda göre bir karar verilmelidir."

şeklindedir.

Bu hususu cevap dilekçemde zaten derinlemesine bir şekilde ele aldım. Ancak bu benim vicdanımda sahtekarlıktır. Kanunen yasaklanan bir eylem midir; üzerine fazla kafa yormadım ancak bu ne etiğe uygundur ne de ahlaka...

Ben mi fazla büyütüyorum?

Saygılarımla

Haklılığınızı üzüntüye dönüştürmeyin bence.

Tesbit ettiğiniz kesin bir yanlışın verdiği hışıma kapılmayın, haklılık duygusunun, meşru ve ahlaklı zeminde duruyor olmanın verdiği his, sizde öfke patlamasına dönüşmesin.

Meslektaşımız, ahlaklı olmayan bir davranış sergilemiştir. (Bir hata eseri değilse veya alıntıladığı kaynaktan kaynaklanan bir durum yoksa; yani bilinçli bir değiştirme ise...)

Buna karşı yapacağınız en iyi şey vakar içinde onu ölçülü bir utandırma ve doğruluğa davet etmenizdir.

Bunu cevap dilekçesinde pek ala pek güzel yapabilirsiniz.

Kararın tam metnini koyarsınız; dava dilekçesinde avukatın alıntısını koyarsınız ve karar metni ile dava dilekçesinde oynanmış olduğunu ifade eder, kararın tam metnini de dilekçenize eklersiniz.

Karşı tarafa tebliğe de çıkarırsanız harika olur. Mahcub olması gerekir ve yeterlidir.

Saygılar.