Mesajı Okuyun
Old 30-11-2009, 02:47   #7
Gülsün A. Aygörmez

 
Varsayılan Varsayilan riza hakkinda

Degerli görüslere ek olarak, ben de, hem Avrupa hem de bizim hukumuzdaki oturmus ilkeler baglaminda kücük bir katkida bulunmak isterim.

Normalde bilinci yerindeki hastadan aydinlatilarak rizasi alinir.

Bilinci yerinde olmayan, ancak kendisine müdahale edilmedigi taktirde, önemli bir zarar gelecek olan hastanin, aydinlatilarak riza vermesi mümkün olmadigindan, onun öncelikli olarak varsayilan rizasinin var olup olmayacagi arastirilir.

Varsayilan rizaya basvurabilmek icin, hasta acisindan, "geciktirildiginde yani beklenildiginde" yasam tehlikesi ya da geri dönüsümü mümkün olmayan ciddi bir zararin olusmasi tehlikesi söz konusu "mutlaka" olmalidir.

Burda, hastanin bilinci yerinde olsaydi, yapilmak isten müdahaleye riza gösterir miydi sorusuna yanit aranir. Burda, hastanin sosyo-kültürel durumu, hayat görüsleri, yakinlarinin hastanin riza gösterme konusundaki sorulara verdigi yanitlar belirleyici olur. Burda hekim, hastanin gercekteki iradesini gercege en uygun olacak sekilde arastirmaya calisir.

Hekim bu arastirmalar neticesinde, hastanin ameliyata riza gösterebilecegi hususunda hic bir fikre ulasamiyorsa, yani süphede kaliyorsa, hayatin korunmasi ilkesi geregi, hastanin yasamasindan yana takdir hakkini kullanir..

Neticede varsayilan rizada hekim, hastanin gercekteki rizasini da arastirmaya calisip, bir varsayima vararak, hastasinin "menfaatlerini" karsilastirmali olarak degerlendirmeye almaktadir. Dolayisiyla, bilincli hasta rizasiyla, bilincsiz varsayilan hasta rizasi, temel hak olan, özerklik (kendi gelecegini belirleme) hakkinin korunmasi acisindan birbirine yaklastirilmakta ve ayni sekilde korunmaya calisilmaktadir.

Saygilarimla
G. A. Aygörmez