Mesajı Okuyun
Old 11-07-2006, 16:02   #18
muratozsa

 
Rahatsiz

Sayın Kavilli,

Söze öncelikle kolay gelsin dileklerimle başlamak istiyorum. Yaşadıklarınızı ve hissettiklerinizi anlayabiliyorum. Zira benzer bir olay bundan 4-5 sene kadar önce benim de başımdan geçti.

Duruşma salonunun dışında 1,5 saat beklememe, dosyada tarafıma çıkartılmış davetiye olmasına ve mübaşiri dışarıda beklediğim konusunda birkaç kere uyarmış olmama rağmen, sanığın veya benim adımın okunmadan duruşmanın sessiz-sedasız yapıldığını ancak duruşma bittikten 15dk. sonra öğrenebilmiştim. Mübaşire ifadesine göre, tutuklu olan sanık içeride hazırdı ve o yüzden benim adımı seslenmeye gerek duymamıştı!

Bu sırada mübaşirle konuşmalarımı duyan Mahkeme Hakiminin "biz o dosyayı hallettik" demesi üzerine de, "ama bu şekilde sanığın savunma haklarını kısıtlamış oluyorsunuz" şeklindeki ifadem de yeniden açılan duruşma tutanağına "bu ne biçim hakim, bu ne biçim mahkeme" dediğim şeklinde yazılmıştır. (Bilmem o sırada duruşma salonunda bulunan diğer meslektaşlarımın da "görmedim, duymadım, bilmiyorum"u oynadıklarından bahsetmeme gerek var mı?)

Sonuç ise sizin de belirttiğiniz gibi Adalet Bakanlığı'ndan jet hızıyla verilen izin ve Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanma. Ben yine biraz şanslıydım. Şöyle ki, hakkımda suç duyurusunda bulunan Hakim Bey insafa geldi ve sözlerimin hakaret kastı taşımadığından bahisle hakkımda beraat kararı verildi.

Tabii bu beraat kararı adalete olan güvenimin sarsılmasına hiçbir şekilde engel olmadı.

Biraz uzun olduğunu biliyorum ama şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Bu tür konularda en azından eğer bir suçum varsa bu suçum kesinleşene kadar arkamda olmasını beklediğim Ankara Barosu ise(olay ilk cereyan ettiği gün yazılı olarak Baroya haber vermiş olmama rağmen), hakkımda dava açılmasını dahi bekleyemeden soruşturma başlatmıştı.

Sonuç olarak ilk başta söylediğimi tekrar etmem gerekiyor sanırım:
"Gerçekten kolay gelsin..."