Mesajı Okuyun
Old 09-10-2007, 22:38   #8
üye15755

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan ÇIRAK
sorunuzun cevabı:

Mahkeme ilamının hükün fıkrasını bütünsel olarak değerlendirip bu soru cevaplanamaz. Hüküm fıkrasının her maddesini ayrı ayrı ele almak, ayrı ayrı icra konulabilirliğini değerlendirmek gerekecektir.

Bu ne demek? Bu şu demek: yerel mahkemece verilen kararda, hüküm fıkrasında alt alta numaralandırılarak hükümler tek tek verilir.

Mesela;

HÜKÜM

1-)taşınmazın davacı tarafa adına tesciline
2-) taşınmaz üzerindeki yapının yıkılmasına
3-) Davalının bugüne kadar taşınmazı kullanmasından dolayı.... YTL ecrimisil bedelinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine
4-) Davacı yan kendini vekille temsil ettirdiğinden ..... YTL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine
5-) Peşin verilen ..... YTL harcın mahsuP edilerek bakiye .... YTL karar harcının davalıdan alınıp davacıya verilmesine yasa yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.

diye bir hüküm kuruldu diyelim.

Bu hükmün maddelerine tek tek bakılır; hüküm fıkrası içinde kanununun kesinleşmeden icraya konulamaz diye ayırdığı bir madde var ise bu madde icraya konulamayacaktıR. Ama kanuna göre kesinleşmeden icraya konulabilen bir hüküm maddesi var ise bu maddeye istinaden sadece o madde için icra takibi yapılabilecektir.
Yukarıdaki örneğimize dönecek olursak, verilmiş bir karar olmasına rağmen karar kesinleşmediğinden hükmün 1. ve 2. maddeleri icraya konulamayacak (1 ve 2. maddde taşınmazın aynına ilişkin karar oldukları için, ilam kesinleşmeden taşınmaz davacı adına tescil edilemeyecek, üzerindeki bina yıkılamayacak); ama aynı karar ile, 3., 4., ve 5. maddedeki hükümler para alacağına müteallik olduğundan ve para alacaklarının icraya konulması için kesinleşmesi gerekmediğinden, icraya konulabilecektir.

Sizin sorunuza dönecek olursak, her ne kadar Kadastro Mahkemesi kararı kesinleşmese de, hükmün taşınmazın aynına ilişkin maddesinden mücerret olarak vekalet ücreti bir para alacağı olduğundan, ilam kesinleşmeden icraya konulabilir.

Saygılar.


Mesela şu karar:

T.C.
YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/14935

K. 2005/18780

T. 3.10.2005

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Alacaklı; Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin kamulaştırmasız el atma nedeniyle alacak ve taşınmazın idare adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin ilamın tazminata ilişkin kısmını takip konusu yapmıştır. Söz konusu ilamda hükmedilen tescil kararı kamulaştırma yasası uyarınca verilmiş olup bu konuda taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmamaktadır. HUMK.nun 443/4. maddesi uyarınca sözkonusu ilamda hükmedilen tazminatın gayrimenkulün aynına ilişkin olmadığından kesinleşmeden infazı mümkündür. İcra mahkemesince aksine düşüncelerle şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 3.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Dikkat ederseniz bu davada da gayrimenkulün aynına ilişkin terkin ve tescil söz konusu. Ama buna rağmen karar kesinleşmeden bedelin tahsili için ilamın icraya konulabileceği Yargıtayca kabul edilmiştir.
Burada bir ayırım var, belki bu kararı farklı kılan da bu ayırımdır:

"her ne kadar dava gayrimenkulün aynına ilişkin de olsa, gayrımenkulün aynına ilişkin niza yoktur" diye belirtilmiş kararda. yani davanın neticesinde verilen karar gayrimenkulün aynına müessirdir ama davada çekişme konusu değildir diyor. Her halükarda müdahele edilen kısım tapuda müdahelede bulunan idare lehine terkin edilecektir. Bunun için, her ne kadar dava gayrimenkulün aynına müteallik olsa da, tazminat şeklinde tezahür eden bedeli havi ilamı kesinleşmeden icraya koymak mümkün olmaktadır.

Dediğim gibi Yargıtaydır işte....

Hürmetler...