Mesajı Okuyun
Old 18-11-2008, 18:56   #2
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Ortada bir çıkmaz var sanırım,

CMK'ya göre;

Alıntı:
İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması
Madde 135 – (1) (Değişik birinci cümle: 25/5/2005 – 5353/17 md.) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir.

Yani İletişimin dinlenmesi yoluna başvurabilmek için kanun başka suretle delil elde edilmesi imkanının bulunmaması durumunun ortaya çıkması gerektğini belirtmiştir.
Yukarıdaki metinde "telefon kayıtlarının tek başına delil niteliğinde olamayacağı bunun yan delillerde de güçlendirilmesi" gerektiği belirtilmiştir. Aksi takdirde bu delile dayanarak hüküm kurmak hukuka aykırılık teşkil edecektir.

Başka suretle delil elde edilemeyeceği anlaşıldığında başvurulan ve son çare olan "iletişimin dinlenmesi" yolu tek başına hüküm kurmaya elverişli olmayacak ise bu delile başvurmaktaki hukuki fayda nedir?

Saygılar...