Mesajı Okuyun
Old 15-09-2008, 01:16   #72
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Sizce kanunlar kişi yararını mı , kamu yararını mı korumalıdır?

Arkadaşlar merhaba.

Öneclikle tanımlamaları gözden geçirelim:

1- Hukuk nedir? İnsanların birbirleri ile, toplumla, kamu kurumları ile ve idare ile ilişkilerini, uymak zorunda olduğu kuralları koyan bir kurallar bütünüdür.

2- Kanun nedir?
Bu kurallar bütününe uygun olarak çıkarılmış veya çıkarılması gereken bir normdur.

Daha önceki tartışmalarımızda da ifade etmiştim.

Ben hukukun egemen ideoloji tarafından ve onun çıkarları doğrultusunda getirilmiş örgütlenmenin toplumsal olarak kabul edilebilecek bir ifade biçimi olduğunu düşünüyorum. Ben Sayın Gemici'nin de dediği gibi kanun düzeyinde değil hukuk düzeyinde düşünüyorum.

Şimdi düşünelim:

Öncelikle toplum tanımlaması ile neyi ifade ettiğimizi yeniden düşünelim.

Toplum insanlar bütünü müdür yokya insanların içinde yaşadığı sistemin bütünlüğü müdür?

1- Köleci bir toplumda iki yasa var: 1- Kaçan köle iade edilmek ve öldürülmek zorundadır. 2- Kaçan kölenin sığındığı kişi bedelini öderse geri alınamaz.

2- Serflikten kapitalizme geçiş sürecini anımsayalım. Fransa kapitalizme geçiş sürecini çok sancılı geçirmiş, isyanlar, idamlar vb. sancılar yaşamıştır. Fransa'da Paris Komünü deneyimi yaşanırken dönemin en büyük sömürgecisi olan "Güneş Batmayan İmparatorluk" olan İngiltere'de bu çatışmaların hiçbirisi yaşanmamıştır. Son derece barışçıl bir geçiş olmuştur.

Şimdi 1. örnekteki yasalara baktığımızda ben; Sadece kölesi fazla olduğu için kölelerin öldürülmesi ile serfliğe geçmeye hazır olan insanların savaşını görüyorum. Birisi ben kölemi ona satmayayım toprağını satın alayım diye düşünüyor, öbürü detoprağı işleyecek köle arıyor. Bunların ikisi de köle sahibi. İkincisi sadece bedelini ödeyerek hayatını satın alıyor. Toprağında köle gibi çalıştırıyor. Köle de hayatını kurtardığı için ona minnettar.

Kölecilik nedeni ile Kuzey Amerika, Güney Amerika savaşı çıktı. Yüzlerce insan öldü. Tek neden köleliğin yasaklanıp yasaklanmamasıydı.

Şimdi bu yasalar hangi anlamda toplum veya insan çıkarını koruyor? Var olan sistemi ve ekonomik çıkarları koruyor. Bir tarafın kayıtsız şartsız çalıştıracağı köleye ihtiyacı vardır, diğer tarafın da sürülecek dönümlerce tarlası olmasına rağmen yeterli köle sahibi olmadığından, tarlalarının sürülmesine.

ABD içsavaşını nasıl açıklarız? Gerçekten köleliğin kaldırılmasını düşünen birer özgürlük savaşçısı insanlar mı yoksa kuzeyde çalıştırılacak insanlara ihtiyacı olan kişiler ve bunların çıkarları mı? Sizce kuzeyliler çocuklarını, Afrika'dan getirilmiş zencilerin özgürlüğü için mi ölüme gönderdiler?

Orada serbest iş gücüne ihtiyaç vardı ve ölüme gidenler de kendi çocukları değildi. Bir kanun ve bir slogan, insalar sorgulamadığı sürece yeter.

Sanırım düşüncelerimi açıklamak için bu örnekler yeterlidir. Şimdi gelelim düşüncelerime:

Hukukun, egemen ideoloji tarafından örgütlenmiş yapının ifade biçimi olduğunu düşünüyorum. Bunları ve benzeri düşüncelerimi daha önce de ifade ettim.

Bu çerçevede ben hiç bir hukuk sisteminin egemen ideolojinin çıkarları dışında kurallar getirebileceğine inanmıyorum.

Her toplumsal yapı farklılıklar ifade eder. Buna uygun olarak da egemen ideoloji farklı biçimlerde belirnenip kendisini farklı biçimlerde ifade eder.

Buradaki belirlenme temel anlamı ile ekonomik yapılanmayı ifade eder. İfade biçimi ise; demokrasi, oligarşi vb. olabilir. Bu da toplumsal güçler arasındaki dengeler tarafından belirlenir.

Şimdi; egemen ideoloji neden kendini farklı biçimlerde ifade eder?

Burada bir yanlış anlamanın önüne geçmek istiyorum. Genellikle günümüzde tartıştığımız için sadece kapitalizm tartışması olarak algılanmasın. Söylediklerim tüm sistemler için benim açımdan geçerlidir.

Bunun o kadar çok nedeni var ki;

Toplumsal yapı, ekonomik dengeler, siyasal güçler ve en önemlisi güçler dengesi.

Bu çerçevede Anayasa'da toplumsal çelişen güçlerin kendilerini ifade ettiği şekilde kurulur. Bu anlamda Anayasa da toplumun temel güç dengesini ifade eder. Toplumsal güçler değiştikçe ve bu değişim belirleyici oldukça anayasalar da değişir.

Burada egemen ideoloji sert tartışma yaratmak yerine taviz vermeyi seçebilir.

Hangi hukuk kuralı, hangi hukuk, kimin yararınadır?

Yeniden düşünün derim.

(Kusura bakmayın bu kadar laf ettikten sonra anlayamadım diyemezdim)

Saygılar.