Mesajı Okuyun
Old 30-04-2008, 18:06   #62
Gemici

 
Varsayılan

55 nolu mesajın devamı:

Mahkemenin Kanunu iptal etmesinin iki gerekçesi var. İlk gerekçe Almanya’nın federal yapısı ve Alman Ordusu’nun saldırıya değil de savunmaya ilişkin yapılanmasından ileri geliyor.

İkinci gerekçe, kaçırılıpta içindeki yolcular ve mürettebatla birlikte silah olarak kullanılabilecek(bu amaçla kaçırılmış) olan bir uçağın orduya ait uçaklar tarafından düşürülmesi ve bu düşürülme olayı ile, yolcuların ve mürettebatın Federal Anayasa tarafından korunma altına alınmış temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesinin değerlendirilmesi var.

Kanun’un iptali için dava açan kişiler kanunun devlete kasıtlı olarak suçsuz insanları öldürme yetkisi verdiğini ve bu yüzden Anayasaya aykırı olduğunu belirtiyor ve ekliyorler: Anayasa mahkemesine başvurma hakkımız var çünkü bizlerde uçakla seyahat eden kişileriz, sözü geçen duruma benzer bir duruma biz de düşebiliriz. Devletin kasıtlı olarak uçağı düşürme olayında ölürsek anayasa tarafından korunan temel haklarımızdan ‘İnsanlık Onuru’ ve ‘yaşama’ hakkımız, bu arada uçakta bulunan diğer masum kişilerin de bu hakları, çiğnenmiş olur. Devlet vatandaşlarının büyük kesimini, küçük bir kesimi öldürerek koruyamaz, küçük kesimin yaşamı büyük kesim için feda edilemez. Az sayıda insanın yaşamı çok sayıda insanın yaşamı için feda edilir düşüncesi, insanlık onuru ve yaşam temel hakları Anayasa tarafından korunan kişileri devlet organlarının objesi durumuna sokar. Zaten silah haline gelmiş bir uçakta bulunuyorlar, nasıl olsa kısa bir süre sonra ölecekler düşüncesi de kabul edilemez, yaşamın kısalığı ve uzunluğu hakların ihlal edilmesinin kıstası olamaz.

Federal Meclis yaptığı savunmada; sadece belirli bir tehlike ve tehdide reaksiyon gösteren devletin deşil, teröristlerin de uçaktaki mürettebat ve yolcuları obje olarak kullandıklarını belirtiyor. Teröristler bu insanları silah olarak kullanıyor ve onları silah olarak kullanıp öldürürken diğer insanları da öldürüyor.

Federal Hükumet savunmasında kaçırılan uçaktaki kimselerin silahın bir parçası olduklarını uçağa binen kişilerin uçağa bindiklerinde uçağın kaçırılıp silah olarak kullanılabileceği olasılığını hesaba katmaları gerekir. Devlet çoğunluğun yaşamını kurtarmak söz konusu olunca harekete geçmeli ve hiç olmazsa tehlikeye düşmüş yaşamın bir kısmını kurtarmalıdır. Silahın bir parçası durumuna gelmiş olan yolcu ve mürettebatın yaşamı konusunda da bu geçerlidir.

Karar:

Anayasanın 2. Maddesi yaşam hakkını bir özgürlük olarak tanımlıyor. Bu hakla kişilerin yaşamları doğumlarından ölümlerine dek, nasıl yaşarlarsa yaşasınların, devletin müdahalesine karşı korunmuştur. Her insanın yaşamı aynı değerdedir. Anayasada belirtilen koşullar altında bu hak sınırlandırılabilir. Burada söz konusu olan kanun Anayasanın öngördüğü bu koşulları taşımıyor.

Kişilerin yaşam hakkına ve insanlık onuruna devlet müdahalede bulunmaıyacağı gibi bu hakların üçüncü kişiler tarafından ihlaline karşı için gereken önlemleri almak zorundadır. Anayasanın çıkış noktası insanların kendilerini toplum içinde geliştirmeleri ve toplumun diğer üyeleri ile aynı haklara sahip olmalarıdır. Bu prensip kişilerin obje olarak kullanılmalarına karşıdır. Hak sübjesi olan kişilerin devlet tarafından obje olarak kullanılmaları yasaktır.

Kaçırılan uçağın düşürülmesi durumunda hem devlet hem de teröristler kişilerin haklarını görmemezlikten gelmektedirler. Uçak mürettebatı ve yolcular herhangi bir alternatıvten yoksundurlar. Uçağın düşürülmesi ile hakları devlet tarafından ihlal edilmektedir.

Mürettebat ve yolcular silah olarak kullanılan uçağın(silahın) bir parçasıdırlar demek onları insan olarak görmek değil, bir eşyanın parçası olarak görmektir. Bu da insanların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmesi prensibine aykırı, onları objeleştiren, bir düşünce tarzıdır.
Devletin ve toplumun varlığına karşı bir saldırının söz konusu olmadığı düşüncesinden yola çıkan mahkeme bu konu üzerinde fazla durmuyor.
Mahkeme ayrıca belirli durumlarda devlet organlarının olaylara çözüm bulma olanakların ve alternatıflerinin daralabileceğine değiniyor ama hangi koşullarda olursa olsun başvurulan çözümlerin anayasa ile uyuşması gerektiğini belirtiyor.

Sonuç: Devlet'e uçağın ordu tarafından düşürülmesi yetkisi veren söz konusu kanunun 14.cü maddesi Anayasa'ya ayıkırıdır.
Saygılarımla