Mesajı Okuyun
Old 17-05-2011, 11:34   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Konuyla ilgili karar-2

T. 9.5.1962
• TAHLİYE DAVASI ( Davalının Kötü Muamelesi ve Binaya Zarar Vermesi Nedeniyle )
• AKTE AYKIRILIK ( Kiracının Kiralayana ve Yakınlarına Kötü Söz Söylemesi Diğer Bina Sakinlerine Hakaret Etmesi ve Suları Açık Bırakarak Binaya Zarar Verme Gibi Hareketlerin Sözleşmeye Aykırılık Teşkil Etmesi )
• KİRALANAN TAŞINMAZIN KÖTÜ KULLANIMI ( Suların Açık Bırakılarak Binaya Zarar Vermenin Akde Aykırılık Teşkil Etmesi-Bu Sebeple Kiracının Tahliye Edilebilmesi )
• AKDE AYKIRILIK NEDENİYLE TAHLİYE ( Kiracının Kiralayana ve Diğer Bina Sakinlerine Hakaret Etmesi )
• KİRACININ KİRALAYANA HAKARET ETMESİ ( Bunun Tahliye Sebebi Olması )
818/m.256
ÖZET : Kiracının , kiralayana va yakınlarına kötü söz söylemesi, diğer bina sakinlerine hakaret etmesi, suları açık bırakması gibi davranışlar sözleşmeye aykırılık oluşturur.

DAVA : Çok kötü muamelelerde bulunan ve binaya zarar veren davalının tahliyesi isteğidir.

Karar sabit olmayan davanın reddine dairdir.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin kararı: davacı davalının kiralanan yeri iyi kullanmadığını, su musluklarını açık bırakarak akan suların binaya zarar verdiğini, bundan başka gerek kendisine gerekse binada oturan diğer kimselere iyi muamelede bulunmadığını, hakareti amiz sözler sarfettiğini, fiilen de tecavüzlerde bulunduğunu ileri sürerek aktin feshi ile kiralanan yerin tahliyesini istemiştir. Davalı ise müdafaasında, iddiaların doğru olmadığını, davacının fazla kira istediğini, verilmeyince buna muğber olarak muhtelif vesilelerle kendisine hakarette bulunmaya başladığını, dairenin suyunu kestiğini, böylece akti kendisinin değil davacının ihlal etmiş durumda olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. Davacının iddiasını ispat için dinlettiği şahitlerin yekdiğerini tamamlayan sözlerinden de davalının kendisinin ve eşinin davacıya ve kirada oturan diğer kiracılara devamlı olarak ağır sözler sarfetmek suretiyle hakarette bulundukları, fiilen tecavüz ettikleri, muslukları açık bırakarak suyu boş yere akıttıkları anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı tarafın davacının iddialarının doğru olmadığını ispat maksadıyla dinlettiği bir kısım şahitleri müdafaayı kısmen te'yit eder şekilde konuşmuşlarsa da toplanan delillerin hep birlikte takdiri halinde müdafaanın değil, iddianın doğru olduğu, davalının yukarıda yazılı şekilde akti açıkça ihlal ettiği neticesine varılmak gerekir. Mahkemenin buna rağmen delillerin takdirinde hataya düşerek aksine bir düşünce ile davayı reddetmesi usul ve kanuna aykırı ve temyiz itirazları yerindedir.

Hükmün bozulmasına.

Mahkemece eski hükümde ısrar edilmesi üzerine davacı hükmü temyiz etmiştir.

KARAR : Dosyadaki kağıtlara, tarafların idida ve savunmalarına ve dayandığı gerektirici sebeplere göre, tamamıyla yerinde olan özel daire ilamına uyulmamış olması usule aykırıdır.

SONUÇ : Israr kararının 19.12.1960 günlü özel daire ilamında belirtilen sebeplerden ötürü Hukuk Yargılamaları Usülü Kanununun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA 9.5.1962 gününde oyçokluğu ile karar verildi.