Mesajı Okuyun
Old 03-10-2007, 14:15   #1
MELEK

 
Varsayılan ağaçlara ait gölgenin verim kaybına neden olması

Merhaba! Müvekkilim tapusu kendisine ait olmayan bir arazinin zilyedi.daha doğrusu bulunduğu köyün durumu kendinin ki gibi.Zamanında ihtilaflı arazileri aynı kişiden almışlar parasını ödemişler ihtilaf çözüldüğünde ise bu kişi çoktan ölmüş ve tapu da mirasçılarına kalmış ve bütün köylü bu şekilde zilyet arazilere.müvekkil zilyedi bulunduğu taşınmazın bitişiğinde aynı parselde başka bir taşınmazın ağaçlarının,bahçesine en az üç metre gölge yaptığını bu ağaçların arazi sınırında olduğunu ve 91 yılından beri bu şekilde olduğunu,arazi zilyedini defalarca uyardığını ama dalların kesilmediğini ayrıca 91 yılından beri gölgeden dolayı arazide yetiştirdiği ürünlerin oldukça zarara uğradığını,daha az ürün aldığını belirtti.ben komşuluk hukukuna aykırılıktan Mk 661 ve 664 e göre dava açmayı düşünürken mülk sahibi değil de zilyet olduklarını öğrendim .Yargıtay ın aşağıdaki kararı doğrultusunda da dava açmaya hakkım yok.Bu durumda yapabileceğim ne var acaba? Teşekkürler1



T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
1986/3460
Karar No.
1986/3754
Tarihi
07.04.1986


İLGİLİ MEVZUAT
743-TÜRK KANUNU MEDENİSİ/661/664


KAVRAMLAR
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
GAYRİMENKUL MÜLKİYETİ
MÜLKİYET
AĞAÇ DALLARI VE KÖKLERİ
TAKYİTLERİ
KOMŞULUK HAKKI


ÖZET
BİR KİMSENİN MÜLKÜNÜ KULLANIRKEN KOMŞUSUNUN VERECEĞİ ZARARDAN KORUNMASI YASA GEREĞİDİR. OLAYDA DAVACIYA AİT BİR MÜLK SÖZ KONUSU DEĞİLDİR. BU DURUMDA DAVACININ DAVA HAKKINDAN SÖZ EDİLEMEZ.


DAVA VE KARAR : Ramazan ile Hasan aralarındaki meni müdahale davasının kabulüne dair, ( Antalya Üçüncü Asliye Hukuk Hâkimliği )'nden verilen, 16.12.1985 gün ve 896/1000 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı davalıya ait dalların kendi yerine zarar verdiğinden bahisle dalların ve köklerin kesilmesine karar verilmesini istemiştir. Davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği yer ve ağaçların bulunduğu kısım tüm olarak kök tüzel kişiliğine ait 221 parsel içerisinde bulunmaktadır. Davacı ne mülkiyet hakkına ne de kira gibi şahsi bir hakka dayanmaktadır. Davacı ve davalı köye ait taşınmazı işgal etmişlerdir. Köye ait taşınmaz üzerindeki ağaçların yine bu taşınmazın bir kısmına zarar verdiği ileri sürülmüş ve bunların kesilmesi istenilmiştir. Uyuşmazlığın komşuluk hakkını düzenleyen Medeni Kanun’un 661. maddesi ve ağaç dal ve köklerin başkasının mülküne geçmesi halinde uygulanacak kurallara ait 664. maddesi ile ilgisi bulunmamaktadır. Medeni Kanun’un 661. maddesiyle özellikle bir kimsenin mülkünü kullanırken komşusunun vereceği zarardan korunması amaçlanmıştır. Olayımızda davacıya ait bir mülk söz konusu değildir. Bu durumda davacının dava hakkından sözedilemez. Çünkü davacının bu taşınmazı işgali hiçbir hukuki sebebe dayanmadığı gibi gerek davacının gerekse davalının işgal ettiği yerler köye ait taşınmazın belli birer bölümleridir. Yer ve ağaçlar köye aittir.

SONUÇ : Bu itibarla davanın reddi gerekir. Aksine düşüncelerle davanın kabulü yönünde karar verilmesi Usul ve Yasa’ya aykırı ve temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ) ve 1500 lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine oybirliği ile karar verildi.