Mesajı Okuyun
Old 25-03-2010, 14:59   #24
mantis

 
Varsayılan Avukatın karşı taraftan vekalet ücreti almaya hak kazanacağı haller

Sorulan soru bakımından azınlık oyuna katılıyorum.

Bu başlık altında "avukatın hangi koşullarda karşı taraftan vekalet ücreti almaya hak kazanacağı" konusuna biraz değinilmesini umuyorum.

Henüz icra takibi yapılmamışken, "takip yapıldığı izlenimi uyandırarak" borçludan vekalet ücreti tahsil etmeye çabalamanın ne hoşgörülür ne de savunurlur yanı var. Tamam, doğrudur; kaba ifadesiyle mesleğimiz fikir satmak, yerine göre işin hallini çabuklaştırmak, yerine göre de müvekkilimizin bizzat dahil olmak istemediği ortama/sürece onun adına dahil olarak müvekkilimizi ve haklarını korumak, belki de onu izole etmek.

Yukarıda aktarılan olayda ya da benzeri örneklerde, avukat müvekkilin alacağını tahsil etme amacıyla işleme başlar: Bu işlem takip yoluyla da olabilir, borçluyla temas kurarak ödeme yapmasını sağlamak şekilde de olabilir (malum san'ımız bazen ürkütücü olabiliyor). Müvekkilin çıkarı alacağına bir an önce kavuşmak olduğuna göre, avukatın takip başlatmadan önce borçluyu "yoklayarak" tahsili denemesi, bazı hallerde, seçenek olmaktan çok gereklilik olmaya yakındır. Ama bu durumda (Hades'in ifade şekli çok hoşuma gitti) benim senaryom,

Alacaklı vekili borçluyu arar, şu kadar borcunuz var; bu borç icra takibi yapılması halinde şu kadar daha artıp bu kadar olacaktır. Bir an önce ödemezseniz yükünüz artacak. Şu kadar zamanda ödemezseniz takibe geçilecektir der.

Kimi durumda ise aramaz, direkt takibe geçer. Bunun nedeni ister arasa da sonuç alamayacağını öngörmek olsun, ister icraya koyarak borçludan alacağı vekalet ücretini hesaplamak olsun. Bunlar, duruma göre değişebilir, avukata değişebilir. Avukatın inisiyatifidir, kimseciklere de söz düşmez.

Peki ne demez; Seher Hanım'ın verdiği örnekte de olduğu gibi, icra takibi yaptım, (gerçekte sarfedilmemiş olan) şu kadar masraf ve (gerçekte hakedilmemiş olan) vekalet ücretiyle birlikte şu kadardır, demez! Durum açığa çıkınca takibe geçmez, ki böyle bir şey benim kanaatimce çok ama çok utanç verici bir durumdur.

Böyle bir davranışın hangi hukuki kurumlar bakımından irdelenebileceği, ne gibi sonuçları olacağı ise elbette tartışılır. Zira davranışın doğurduğu sonuç hiç şüphesiz ki belirleyicidir. Mustafa Bey'in aktardığı örnekte, alacaklı vekilinin meslek etiğine aykırı davrandığı, ancak yanlışında ısrar etmeyerek bakiye alacak için takibe devam ederek "durumu kurtardığı" anlaşılıyor. Olayın dönüp dolaşıp ispat noktasında takılacağı ve itirazın sonuç vermeyeceği kanaatindeyim.