Yalnız makale, ceza davalarındaki delil niteliğini sorguluyor. Ama ceza mahkemesinde delil niteliğini haiz olacaksa, hukukta evleviyetle olmalı diye de düşünülebilir.

Makaleden bir alıntı, delil olarak değerlendirilebilmeli diye düşündürüyor. İspatı en zor olan, hane içi, dört duvar arasında gerçekleşen ama bizzat eşler arasında ,eşlerin tanıklığında yaşanan bir olay olduğunu düşünecek olursak... Bence de delil olarak değerlendirilebilmeli.

Alıntı: Özetle, kaydın muhatabı, kaydedilen faaliyet sırasında, kaydı bilmese dahi, bu faaliyeti, kayıt yapan özel şahsa açık tutmuşsa, bu kayıt hukuken geçerli bir delildir. Çünkü bu durumda, kayıt yapan, herhangi bir şahsın özel alanına gizlice girerek hukuka aykırı bir fiilde bulunmuş değildir. O, tanıklık yapabileceği bir olayı kayda almıştır. Nasıl ki, maddi gerçeği ortaya çıkarmak için, bu şahsın tanıklığından yararlanılacaktır; aynı şekilde bu faaliyeti kaydeden kaset de delil olacaktır

Öte yandan, bu tür çekimleri yasal delil olarak kabul edersek, hane içinde, aile bireylerini, ellerinde ses kayıt cihazları veya gizli kameralarla birbirlerini gözetleyen casuslar haline gelmelerine yol açmış da olabiliriz (Çünkü her olayda, olaydaki gibi gerçek şiddet mağdurları söz konusu olmayabilir, mesela eşim evde saygısız davranıyor, etrafa kirli eşyalarını dağıtıyor, arkadaşlarını çağırıp gece saatlerce bira içip maç izliyor vs vs türetilebilecek, boşanmak ve şu kadar tazminat almak istiyorum diye yola çıkabilecek kötüniyet avcılarını da birer kameramana çevirip, aile ve ailenin kutsallığı olgusunu temelinden sarsabilir)