Mesajı Okuyun
Old 04-11-2008, 13:05   #2
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Sayın Sadık Toprak,

Medeni Kanuna göre eşlerden biri diğerinin rızası olmadan aile konutunu devredemez, kira sözleşmesini feshedemez. Eşler evlilik süresince birlikte yaşamakla yükümlüdür ve eğer ayrı yaşamak için haklı bir neden bulunuyorsa 197. maddeye göre eşlerden biri hakime başvurarak ortak konuttan yararlanmaya, parasal katkıya ve ev eşyalarının kullanılmasına ilişkin önlemlerin alınmasını isteyebilir. Dolayısıyla ayrı yaşamak için mahkemeye başvurulduğunda evin sahibi olmayan eşin barınması için aile konutu özgülenebilir. Aile konutunda eşler evlilik birliği sürdükçe oturma hakkına sahiptir. Evlilik birliği boşanma kararının kesinleşmesine dek sürer. Kararın boşanmaya ilişkin fıkrası temyiz edilmeyip nafaka ve tazminata kusur oranına dayanarak itiraz edilmişse temyiz boşanmanın kesinleşmesini engellemez, ancak kusur bakımından yapılan itiraz boşanmanın kabul edilmemesi sonucunu doğuruyorsa yani karşı tarafın daha çok kusurlu olduğu iddia edilerek boşanma kabul edilmiyorsa boşanma kararı kesinleşmez. Mal rejiminin tasfiyesi de boşanma kararının kesinleşmesine bağlıdır, tasfiye davasının görülmesi için nafaka ve tazminata ilişkin kararların kesinleşmesi aranmaz.
Saygılarımla