Mesajı Okuyun
Old 18-05-2012, 12:32   #32
Av.Özgür AKIN

 
Varsayılan UyuŞmazlik Mahkemesİ Karari Hakkinda Ne Yapilabİlİr ?

Taşınmazlarınimar planında yol, yeşil alan vs. gibi gösterilmesi karşısında uğranılanzararın tazmini istemiyle açılan davanın idari yargı yerinde çözümlenmesigerektiği hakkında verilen Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü kararlarınakatılmıyorum.

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin bukararları yalnız kendisini bağlar.

2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’ninKuruluş ve İşleyişi hakkında Kanun’un “kararlar arasındaki çelişmelerin giderilmesi”başlıklı 30. maddesi “ Uyuşmazlık MahkemesiBölümlerinin kararlar arasındaki çelişmeler, Genel Kurulca verilecek ilkekararları ile giderilir. Görev konusundaki ilke kararları; Uyuşmazlık Mahkemesi’ni ve bütün yargımercilerini, hüküm uyuşmazlıkları dolayısıylaverilecek esasa ilişkin ilke kararları ise yalnız Uyuşmazlık Mahkemesi’ni bağlar”hükmünü taşımaktadır.

Bu hükme göre, UyuşmazlıkMahkemesi'nin kendisi dâhil tüm yargı mercilerini bağlayıcı nitelikteki kararları,sadece bölümler arasındaki çelişmelerle ilgili olarak Genel Kurul’un vereceğigörev konusuna ilişkin ilke kararlarıdır. Bunun dışındaki kararlar, sözü edilentürden bir bağlayıcılık taşımamaktadır.(23.11.2005 YHGK 2005/13-619 E. 2005/671K.)

Dava konusu olan uyuşmazlığın konusu uzun yıllardır imarplanlarında yol, yeşil alan vs. gibi gözüken taşınmazların amacına uygun olarak kamulaştırılmaması ve bu durumundevamlılık arz eden bir hak ihlali oluşturması nedeniyle bedelinin tazmini vebu kısmın terkinidir.

İdarenin uzunyıllar imar planlarını uygulamaması vebunun süreklilik arz etmesi haksız eylem haline dönüşmüştür. Böylesine bir haksızlık olayın idarilik karakterini ortadan kaldırmıştır. İdarenin yazılı veyazılı olmayan hukuk kurallarına ağır surette aykırı davranması olan bueylemsizlikler, idari faaliyetlerin usule aykırılığın açık ve ağır biçimdeki görüntüleri olması nedeniyle idarilik vasfı ortadan kalkmıştır. Bu türhaksız eylem sonucu ferdin mülkiyet hakkına verilen zararların tazmininden doğan uyuşmazlıklara adli yargı yerinde bakılması ise hukuk sistemimizin icabıdır.(22.05.1996HGK 1996/4-226 E.,1996/391 K.)

YargıtayHukuk Genel Kurulu'nun 15.12.2010 Tarih 2010/5-662 E. 2010/651 K.sayılı ilamındada imar planlarının fiilen hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya datakas cihetine gitmeyenidarelerin,pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahele ettiği belirtilmiştir.Bukararda idarenin eylemi mülkiyet hakkının özününe dokunan ve onu ortadankaldıran bir niteliğe sahip kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığı içinyeterli görülmüştür.

Kamulaştırmasızel koyma davalarının temelini 16.05.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı İçtihadıBirleştirme Kararı oluşturmuştur.

HukukSistemimizde Kamulaştırmasız el koyma davalarıda kaynağını haksız fiildenalmaktadır.

UyuşmazlıkMahkemesi 01.03.2010 Tarih ve 2009/62 E. , 2010/37 K. sayılı ilamında; idarenin davacıya ait taşınmazakamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik davanın,Borçlar Kanunu'nun haksız fiillere ilişkin hükümlerine göre adli yargı yerince çözümlenmesi gerekeceği hususu belirtilmiştir.

İdarelerinimar planları ile 10 yıl ,20 yıl bazı durumlarda 50 yıl taşınmazı yol,yeşil alan,okul alanı olarak gösterdiği görülmektedir. İmar planlarının bu süreler boyunca hayata geçirilmediği , taşınmazların kamulaştırılmadığı gözlenmektedir. Bu durumlarda İdarelerin eylemsizliğisuskunluğu haksız fiil'den başka bir şey olamaz.

Yukarıda arz ve izah ettiğim nedenlerle Uyuşmazlık Mahkemesi'nin kararları bu tip uyuşmazlıklarda uygulamayeri bulunmaz konunun çözümünde adli yargı görevlidir.

Henüzaçılmamış davalarda bu hususlar üzerinde durulması, açılmış olup olumlu görevuyuşmazlığı çıkarılan dosyalarda bu hususlara vurgu yapılması, Yargıtayda olandosyalarda ise yargıtaya ek beyanda bulunulması kanaatimce fayda sağlayacaktır.

UyuşmazlıkMahkemesi'nin kamulaştırmasız el koymayı haksız fiil olarak kabul eden kararıile yakın zamanda çıkan Uyuşmazlık Mahkemesi kararları çelişmektedir. Çelişenbu kararlarla ilgili Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu toplanmalıdır.

Genel Kuruluntoplanması halinde nasıl bir karar çıkar bilinmez