Mesajı Okuyun
Old 21-12-2002, 21:03   #1
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan Avukatların Ülkemizde Yapılan Cenaze Törenleri

AVUKATLARIN ÜLKEMİZDE YAPILAN CENAZE TÖRENLERİ


Ülkemizde İlk Kez Yapılan Bu araştırmayı
Mesleğin İfası Sırasında Kaybettiğimiz
Değerli Meslektaşlarımızın Saygın Anılarına
Adıyorum.

Avukat Adil Giray ÇELİK
(15375)
Denizli Barosu


Paris Barosu Avukatlarından Paye, avukatların ölümleri halinde dahi meslektaş sevgisini ve dayanışmasını devam ettirdiklerini “AVUKATLIK MESLEĞİNDE, MESLEKTAŞ DAYANIŞMASI MEZARA KADAR DEVAM EDER” tümcesiyle tanımlamıştır.

Tarih boyunca Dünya Literatürüne giren mesleklerden hiç biri Avukatlık Mesleğinde olduğu gibi yaşamları boyunca müvekkillerinin hukukunu koruma adına birbirleriyle mücadele etmemişlerdir. Bu mücadele öyle bir mücadeledir ki, bu mücadelede mesleki nezaket vardır, bu mücadelede müvekkilin hukukunu sonuna kadar korumak vardır, bu mücadelede savunma mesleğinin binlerce yılda oluşan etik değerlerini korumak ve uygulamak vardır. Bu mücadelede sevgi vardır, dayanışma vardır...

Hukukun üstünlüğü amacına yönelik çalışmalar bir gün ya adliye koridorunda veya merdivenlerinde ya da müvekkilinizin bilmem neredeki hangi davasını takip etmek üzere bir yerlere giderken duruverir. Hata bazen, müvekkilin hukukunu korumak, çocuklarına şerefli bir gelecek temin etmek üzere didinen Isparta Barosu Avukatlarından Av. Fatma Sevük gibi, hukuk sınırları içerisinde bir icra satışında arkadan beynine 35 cm den ateş edilerek alçakça katledilir.

Bu araştırmanın yapıldığı ve barolardan cenaze törenleriyle ilgili yanıtların değerlendiği sıralarda Samsun Barosu’ndan çok acı bir haber geldi. 5 Eylül 2001 günü, talimat haczinin ifası sırasında borçlunun önce silahla tacizde bulunması üzerine haczi bırakıp olay mahallini terketmekte de olan Av. Yusuf Altaylı, sanık borçlu, tarafından arkasından omzundan tutularak yüksek çaplı bir silahla vurularak düşürülmüş, daha sonra insanlıktan nasibini almamış sanık, kanlar içinde yerde yatmakta olan meslektaşımıza silahındaki diğer mermileri boşalmıştır.

Cenaze töreni sırasında ölen meslektaşın bağlı bulunduğu baro temsilcisi ile ailesi arasında mutlaka sıkı bir işbirliği yapılmalıdır. Baro yönetimi meslektaşların cenazeye katılmalarını organize etmelidir. Kalabalık Baroların dışındaki Barolarda cenazelere Baro Başkanının ve Yönetim kurulu üyelerinin katılmalarına sık rastlanmaktadır. Kalabalık Barolarda ise mutlaka Baro Temsilcisinin cenaze töreninde hazır bulunması gerekir.

15 Ekim 1998 tarihinde kaybettiğimiz Hocaların Hocası, Türkiye Barolar Birliği Kurucu Başkanı Av. Dr. Faruk Erem için yıllarca hocalık yaptığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde ve Türkiye Barolar Birliğinde tüm il Baro Başkanlarının katılımı ile cenaze töreni yapılmıştır.

Çorum Barosu Başkanı, Ankara Radyosu Türk Sanat Müziği Eski Yayın Şeflerinden Av. Uğur Leblebici 8 Eylül 2000 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi Ankara Karşıyaka Mezarlığında defnedilmiş, Çorum Barosu Avukatları, Çorum Halkı, otobüslerle başkanlarını kabristana kadar uğurlamışlardır. Türkiye Barolar Birliği ve Ankara da bulunan meslektaşları ve arkadaşları cenazesinde hazır bulunmuşlardır. Daha sonra başkan Leblebici Çorumda meslektaşların, yargıç ve savcıların, adliye çalışanlarının katıldığı toplantı ile anılmıştır. Eşi tarafından yapılan mevlide meslektaşların tamamına yakını katılmıştır.

O dönem Çorum Barosu Başkan Yardımcısı olan Av. Mahmut Bayatlı başkanın arkasından duygu yüklü şu satırları yazmıştır;
“Yaşam Aşık Veysel ustanın dediği gibi gündüz gece gidilen uzun ince bir yol, bizler de birer zorunlu umarsız yolcuyuz. Ya da sürüp giden bir serüvenin acımasız bir savaşın kurbanlarıyız. Kolumuz kanadımız kırıla kırıla sürdürdüğümüz bu serüvenin, ince uzun engebeli bu yolun durağını bilmek mümkün değilse de kestirmek mümkün. Birlikte omuz omuza yürüdüğümüz, bir çok şeyi paylaştığımız, sevdiğimiz insanı kaybetmek ise kahredici..”

Adana Barosu, vefat eden meslektaşın cenazesi Adliyeye getirilerek Adana Adliyesinde tören düzenlemekte, törende vefat eden meslektaşın kısa özgeçmişi okunmakta ve saygı duruşunda bulunulmaktadır. Ayrıca vefatı Adana Barosu Bülteninde kısa özgeçmişi ile yayınlanmaktadır.

Bursa ve Kırıkkale Barosu ölen meslektaşımızın ailesinin izninin ve talebinin olması halinde, Adliye önünde cenaze töreni düzenlemektedir. Bursa ve Kırıkkale Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri cenazeye katılmak isteyen meslektaşlar ile birlikte geleneksel cenaze törenine katılmaktadırlar.

Denizli Barosu 10 yıldan bu yana ölen bir meslektaşın cenazesinde başkanından yönetimine kadar mutlaka olabildiğince kalabalık biçimde yer almaktadır. Adliyede bir tören düzenlenmekte, eğer cenaze başka bir ilde ya da merkez dışında başka ilçede toprağa verilecek ise meslektaşlarımız ailesi ile birlikte defnedileceği yöreye gitmekte, orada toprağa vermektedirler.

İzmir Barosu Yönetim Kurulu aldığı bir kararla meslektaşın sağlığında talepte bulunması halinde tabutu üzerine İzmir Barosunun Flaması konulmaktadır. Yine Yönetim Kurulu kararıyla bir meslektaşın ölümü neticesi yakınlarının başvurması halinde tüm cenaze işlemlerini ve masraflarını İzmir Barosu yerine getirmektedir. İzmir Barosu Başkanı cenazede hazır bulunmaktadır. Baro Başkanları için İzmir Adliyesinde bir tören düzenlenmektedir.

Antalya, Aydın, Kütahya, Manisa, Ordu, Tokat, Zonguldak Baroları ölen bir meslektaşımız için aksine bir talep olmaz ise mutlaka Adliyede cenaze töreni düzenlemektedir. Yine Kütahya da cenazesi musalla taşına konan meslektaşın cenazesi başında genç meslektaşlar sırayla cenaze namazına kadar nöbet tutmaktadırlar.

Barolar genelde Adliye Binasında yapılan töreni sonra cenaze namazından önce yapmalarına rağmen, Osmaniye Barosu Adliyedeki töreni cenaze namazından sonra düzenlemektedir.

Uşak Barosu Adliyede meslektaşların, hakim ve savcıların katılımıyla bir cenaze töreni düzenlemekte daha sonra cenaze eller üzerinde il merkezindeki Ulu Camiye kadar eller üzerinde götürülmektedir. Cenaze töreninden sonra Uşak Barosuna mensup meslektaşlar Eren denilen bir gelenekle eve yemek götürmektedirler.

Avukatlık hukuku ve meslektaş davranışlarının yüzyıllardır sağlam temellerde uygulandığı ve tartışıldığı Paris Barosu’nda, uzun yıllar cenazeyi takip eden grubun en önünde Baro Başkanının hemen tabutun arkasında gitmesi ve araya ölünün en yakın akrabasından başka kimseyi sokmaması gereği tartışılmıştır. Yaklaşık Yüzyıl yaşanan bu tartışmanın ardından, cenaze törenlerinde ölen bir avukatın cenazesinin hemen arkasında cemaatin en önünde Baro Başkanı ve ailenin bir yakını birlikte yürümektedirler.

Eğer vefat eden eski bir Baro Başkanı ise mutlaka Adliye Binasında Cenaze Töreni yapılmalıdır. Cenazeye aile ile görüşülerek Baro Başkanlarının ve Türkiye Barolar Birliği Temsilcilerinin katılımı sağlanmalıdır görüşündeyiz.

Paris Barosu yönetimi ve kayıtlı avukatlar 1930 lu yıllarda bir süre düzenlenen cenaze törenlerine cübbeleriyle katılmışlardır. Ancak Avrupa hukukunda baskın olan görüş mesleki giysi olan cübbenin ancak savunma görevinin ifası sırasında giyilebileceğidir. Çünkü cübbe, savunmayı, savunma hakkını temsil etmektedir. Cübbe böyle bir hakkın ifası sırasında giyilebilir. Bizimde katıldığımız düşünce savunma hakkının yargısal süreçte müvekkilin temsili edilmesinin dışında cübbenin giyilemeyeceğidir. Bu nedenle cenaze töreninde cübbe giyilmesi görüşüne katılmıyoruz.