Mesajı Okuyun
Old 27-04-2008, 15:50   #1
üye19576

 
Varsayılan HemŞerİm Memleket Nere?

HEMŞERİM MEMLEKET NERE-1
(ÇORAKLIYA UZAKLARDAN BİR BAKIŞ)

Şehirlerde acaba insanlar gibi canlı mıdır?
Bir dilleri ve duruşları var mıdır? Kendilerine has.
Herkese aynı davranmayıp, tanıdık ve yabancı ayrımı yaparlar mı?
Tüm bu soruların cevabı olumlu olmasaydı, sanırım herkesin memleketi, köyü, kendine "Kuzgunun yavrusunun, kuzguna şahan gözükmesi" gibi farklı ve özel gelmezdi.
Ben göçlerle, ait oldukları yerlerden koparılmış, parça parca ataların tanışıklıklarından doğmuş yeni bir kuşak üyesiyim. Dışarıdan bizi tanımayan herkes, kendi kapasite ve görüşüne göre bize bir memleket yamayıp, oralı veya buralı demiştir. Bu benzetmeler, nevi şahsına münhasır sınıflandırmalar yıllarca acısı ile tatlısı ile yapılmıştır.
Ama bizim ailemiz, bu konuda herkes konuşurken hep sustu...
Çünkü bir sorunu ve arayışı yoktu aslında, taki biz nereye aitiz sorusu, sıklıkla biz gençler tarafından günün modası ve bakış açısı ile dillendirilmeye başlanıncaya kadar...
Bir taraf Konya göçmeni Karakeçili yörük, bir taraf Artvin Şavşat Çoraklı muhaciri, iki farklı ailenin kesiştiği kavşakta, yeni kuşak bizler memleket olarak İzmir dedik yıllarca...Oranın toprağı ve suyu ile yetiştiğimizden, İzmir sardı bizleri sımsıcak....
Şimdi nerde olursam olayım, İzimir'e dönmem ve gitmem gerkiyormuş gibi hissediyorum...
Acaba İzmir'den mi, İzmir'de yaşanmış anılardan mı, yoksa yıllarca emekle ve özenle örülmüş yakın çevrenin bulunduğu yer olduğundan mı, bilinmez ancak beni hep İzmir çağırdı ve halen çağırmaya devam ediyor....
2007 yılında bir kış gecesi eşim ve iki kızımla Çoraklıya geldim. Büyük bir heyecan ve merakla köye arabamla girdim. Çoraklı terkedilmiş ve kendi haline bırakılmış kimsesiz gibi geldi..
Dağınık yapılanması ve yerleşimi ile bizim Ege köylerinden farklıydı..Bizim köy tanımımıza pek uymuyor gibiydi...Yinede "Global Kültürün" izleri yavaş yavaş oluşmaya başlamış, tanıdık beton evler azda olsa belirmeye, filizlenmeye yüz tutmuştu...
Zar zor halen Çoraklıda yaşayan Genç ailesine ulaşmayı başardım. "Fatih" kardeşimin sıcak sarılışı ve çok tanıdık gülüşü ile birden Çoraklı ısınmaya başladı. Sonra bizim Serkan'a çok benzeyen Selim abi ortaya çıktı...o yüz, gülüş ve konuşma sanki İzmir de çok tanıdık bir akrabanın evinde misafirmiş gibi hissettik kendimizi...
Yabancılık daha eve girerken kapıda kaldı, ayakkabılar ile birlikte....
Sonra Türkiyenin dört bir yanından, hep bahsedilen ama bir türlü gidilmeyen ata diyarına telefonlar yağmaya başladı. Sanki herkes böyle bir başlangıç bekiyormuş yıllarca....
Gecenin sabahında koyunlar kesildi ziyafetler verildi...ben yıllar önce kopan iki kol arasında bir köprü gibi KALıverdim. Konuşmalarda bazen göç eden dedelerimi savunma durumunda kalıyor, bazen de Çoraklıda kalan kolun sıkıntı ve üzüntüleri ile tanışıyordum.
Yazın kalabalık bir akraba grubu olarak buluşacağız diyerek, ayrıldık Çoraklıdan. Ama sonra kötü bir hastalık çaldı kapıyı...Yaz ile ilgili plan, bu planın mimarı tarafından iptal edilmiş gibi herkes, yine eski suskunluğuna döndü, yılların alışkanlığı ile.....
Özetle, şehirleri anlamlı kılan oradalarda yaşanmışlıklar, anılar ve halen orada yaşayan insanlardır.

Saygılarımla....
Önder ÖZLEM