Mesajı Okuyun
Old 10-12-2011, 19:12   #25
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Benim konu hakkındaki düşüncem:
Mediation bir anlaşmazlığın hem hukuki, hem de psikolojik yönünü ilgilendiren bir kurumdur; Söz konusu anlaşmazlığı çözmede olayın hem hukuki yönü, hem de posikoljik yönü gözetilmelidir. Avukat olayın hukuki yönüne ve yasal düzenlemeye vakıf olabilir, ama bu hukuki yöne vakıf olmak hukuk dışı ve tarafların kendi iaradeleri ile bulmaları gereken bir çözümde yeterli değildir. Olayın çözümü, tarafların psikolojik durumunu ve pazarlık yapma sanatını da döz önünde bulunduran bir strateji gerektirir. Benim bildiğim, Sayın Av. Armağan Konyalı'nın deyimi ile, sadece yürürlükteki hukukla ilgilenmesi gereken ve hukuku uygulamakla görevli olan bir hukukçunun, olayın psikolojik yönünü kavramada zorluklarla karşılaşacağıdır, eğer bu konuda bir birikimi yoksa.
Bana göre çözüm:
1. Anlaşmazlığın tarafları mahkeme dışı bir çözüm istiyorlarsa mediation yoluna başvurarak, mediationluk eğitiminden geçmiş bir mediatör eşliğinde anlaşmazlıklarını çözebilmelidirler.
2. Mahkemeye düşmüş bir olayda hakimin taraflara önce mediation yoluna başvurmaları yolunu göstermesi, mahkeme yolunun ancak mediationdan başara sağlanamasa açık olabilmesi. Bu koşulun mahkeme tarafından taraflara bildirilmesi. Bu aşamadaki bir mediationda mediatörün hukukçu olması gereklidir.
3. Ben mediation konusundaki tartışmanın Türkiye'de ideolojik bir tartışma olarak yürütüldüğü görüşündeyim. Bir tartışma ideolojik düzeyde yürütüldüğü sürece bir sonuç elde etmek olanaksızdır; Bu durumda ne olaya karşı olan taraf mediationun faydaları üzerinde kafa yorar, ne de taraftar olan cephe mediationun yol açabileceği problemler üzerinde düşünür. Bu durumda alınabilecek bir sonuç ya bir tarafın, ya da diğer tarafın isteği yönünde olur, bu da diğer tarafın yenilgisi demektir ve başka problemlerin çıkmasına yol açar, çünkü saflar belirlenmiş ve taraflar karşı karşı karşıya cephe almışlardır. Çüzüm olanaksızdır, cepheleşme olduğu sürece.
Benim düşünceme göre mediation taraftarlarının ve mediation karşıtlarının bir MEDİATÖRE ihtiyaçları var. İsterseniz ARABULUCU'da diyebilirsiniz.

Saygılarımla

1- Mahkeme dışında anlaşmazlığın çözümü için yürürlükteki mevzuatta hüküm vardır. HMK'da Tahkim veya Hakem Sözleşmeleri ile tarafların mahkeme dışında anlaşmaları düzenlenmiştir. Buna rağmen "arabuluculuk" sistemi niye getirilmektedir?

2- Yine HMK, hakimin davadan önce tarafları uzlaşmaya davet edeceğini hüküm altına almaktadır. Arabuluculuk yasa tasarısının amacı dediğiniz gibi olsaydı, arabuluculuk yapmanın hukukçuların işi olması gerekirdi. Memlekette hukukçu eksikliği mi var ki, onun yerine 100 saatte hukuk öğrenebilecek(!) kişileri "arabulucu" yapacaklar.

3- Bu konunun "ideolojik tartışmaya dönüştüğünü" hangi nedenle söylediniz, bilmiyorum. Ama benim gördüğüm kadarıyla işin ideolojik boyutu yok. Mesleksel refleksle mesleğimize sahip çıkmaya çalışıyoruz.

Siz Avrupa'dan örnekler veriyorsunuz(İyi de ediyorsunuz). Ancak biliyorsunuz burada işler biraz farklı yürüyor. Yasa çıktıktan sonra mafya usulü tahsilatın kalmayacağını tahmin ediyorum.

Hakim sanığa sorar:

- Oğlum alacak meselesi için, niye adamı ayağından vurdun? Mafya mısın sen?

- Haşa Hakim Bey. Ben "arabulucuyum", bu arkadaşla, diğerinin arasını bulmaya çalışıyordum. Bu arkadaş biraz mızmızlık etti. Ben de sinirli adamım biliyonuz mu, ondan şey ettim.