Mesajı Okuyun
Old 27-03-2007, 12:32   #10
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan

Sayın Hekimbaşı, tekrar teşekkürler. Ekleyecek bir şey kalmadı ama deneyimlerimi aktarmak istiyorum:

İleri sürdüğünüz mazeret "seslendirme" de biraz-çok değil- hoş görülebilir. Saydığınız nedenlerle. Basılı yapıtlarda olay daha vahim. Otuzlu yaşlardaki çevirmenlerin, bulaşıcı hastalık gibi yaşlıları da yapmaya başladı, eline düşen eserleri okurken, bunalıyorum. Her "sanırım" sözcüğünün kırmızı kalemle altını çizdiğimde sayfa gelincik tarlasına dönüşüyor.(Yazım tekniği açısından bakınca bir başka yanlışlık aynı sözcüğün, doğru-yanlış, birden çok kullanımının hatalı olduğu.)

Önemli mi? Bunca sorun varken? Bence önemli. Çünkü yıllarca Türkçenin "kısır" bir dil olduğu söylenip duruldu. Aynı sözcükle, farklı şeyleri anlatabiliyormuşuz. Bu, düşük bir olasılık bana göre. Asıl şimdi, sizin de vurguladığınız gibi birçok duyguyu, olayı yalnızca "sanırım ve üzgünüm" sözcükleriyle aktarıyoruz. Nüanslar güme gidiyor böylece.

Bir ikinci nokta "Ğ" harfi. Dikkat ederseniz "sanırım"lı
cümleler, içinde "Ğ"olan kelime ya da "yan cümleciği" yok sayıyor:
"Sanırım, kardeşini öldürdü; yoksa bizi burada beklerdi." örneğinizde olduğu gibi. Bana göre bu cümle "kardeşini öldürdüğünü sanıyorum" olmalıydı.Öldürmek fiili yan cümlecik olarak yerine oturur, tabii "Ğ" harfi de.(Yalnızca örnek olarak kullandım.)

"Oldukça" miktar belirtmesi açısından kullanılabilir. Kullanıldığı yerler yanlış. Örnek:İsmet Sezgin eşinin cenazesinde OLDUKÇA üzgündü....Bir gazete haberi bu.

Saygılar