Mesajı Okuyun
Old 27-02-2007, 20:00   #27
Av.Özcan

 
Varsayılan

Merhabalar...
Gerçekten çok fazla karşılaşılabilen bir sorun.Ancak sorunu ikiye ayırmak lazım.
1- Noterden yapılan satıştan sonraki hukuki durum
2- Noterden satış yapılmamış olması ihtimalindeki
hukuki durum

*Noterden yapılan satıştan sonraki hukuki durum*
BU ihtimalde gerek, vergi mevzuatı, gerekse trafik cezaları ya da işleten sıfatıyla hukuki sorumluluklar yönünden bir sorun yok. Satış noterden yapıldığı için, trfaik tescildeki araç dosyasına bildirilmese dahi mülkiyet kati satış sözleşmesi ile alıcıya geçer.Trafikte yapılan tescil açıklayıcı veya bildirici mahiyettedir. Noterden yapılan satış tarihinden sonra gelen vergiler, trafik cezaları iptal edilebilmekte, olası bir trafik kazası sonucu kayıt maliki olarak görünme durumunda dava husumet yönünden reddedilebilmektedir.

Asıl sorun aracınızı direkt olarak bir galericiye satma ve ondan sonra el değiştirme durumunda ortaya çıkmaktadır. Tartışma da sanırım bu yönde olması gerekli. 4-5 ay öncesine kadar ben de bu konuda kanun boşluğu olduğu düşüncesindeydim. Ama bir şeyler olması gerekli diye araştırmalar yaparken aslında bir boşluğun olmadığını farkettim.Şöyle ki;

2918 sayılı KTK m.104 şöyle demektedir:"Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım - satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı; işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir.

(Değişik fıkra: 17/10/1996 - 4199/35 md.) Yukarıda yazılı teşebbüs sahipleri kendilerine bırakılan motorlu araçların tümünü kapsamak üzere esasları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilecek bir zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmaya ve denetimlerde bu sigortanın yapıldığını belgelemeye mecburdurlar.

İşletenin sorumluluk sigortasına ilişkin hükümler, burada da uygulanır. Motorlu araçları mesleki veya ticari amaçlar için elinde bulunduran teşebbüs sahipleri bu araçların yönetmelikte gösterilecek biçimde bir defterini tutmakla yükümlüdürler."...
Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere aracınızı bir servise veya galericiye vs.. bıraktığınızda yani fiili egemenliğiniz(zilyedliğiniz) bu anlamda son bulmaktadır. Aracı alan galerici yasa anlamında aracın sorumlusu olur, ayrıca aracı sigorta ettirmekle yükümlüdür, ve ayrı bir deftere de kaydını yapmalıdır. Yani araç üzerindeki hakimiyetiniz son bulduktan sonra araç galerici elinde iken bir kazaya karışır ve zarara sebep olursa işte bu takdirde ruhsat sahibi olmak tek başına işleten sıfatı ile sorumlu olmayı gerektirir mi? bu tartışılmalıdır. Konuya ilişkin bulduğum bir YArgıtay kararı konuyu güzel açıklamıştır:
Yargıtay 11.HD E: 1999/6590 <> K: 1999/8176 <> Tarih: 21.10.1999

* MOTORLU ARAÇLARLA İLGİLİ MESLEKİ FAALİYETTE BULUNANLARIN İŞLETEN GİBİ SORUMLU OLMASI
* TEŞEBBÜS SAHİPLERİNİN ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI YAPMA ZORUNLULUĞU

2918 s. Trafik K. m. 104 hükmünde motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibinin, yönetim, onarım, bakım, alım-satım araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın neden olduğu zararlardan dolayı, işleten gibi sorumlu olacağı düzenlenmiş, bu halde gerçek işletenin ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacının bu zararlardan sorumlu olmadıkları, teşebbüs sahiplerinin kendilerine bırakılan motorlu araçların tümü için zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmaya mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.

(2918 s. Trafik K. m. 85, 91, 104)

Taraflar arasındaki davanın İstanbul Asliye 5.Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 5.3.1999 tarih ve 1998/541-1999/106 sayılı kararın Yargıtay´ca incelenmesi davalı Hamza Balcı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalıların maliki ve sürücüsü oldukları aracın, müvekkili şirkete kasko sigortalı araca çarpması sonucunda oluşan hasar bedelinin, sigortalıya ödendiğini ileri sürerek, 625.737.000 TL nın yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş, daha sonra davalı sürücü hakkındaki davayı atiye bırakmıştır.

Davalı Hamza B. vekili, müvekkilinin üzerine kayıtlı aracın, kazadan önce satılmak üzere bıraktığı galericinin harici satış sözleşmesi ile dava dışı Hikmet B. adında birisine sattığını savunarak davanın husumet ve ayrıca esas yönünden reddini istemiştir.
Diğer davalı, yanıt vermemiştir.

Mahkemece; iddia savunma ve toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna göre davalı malik yönünden davanın kabulüne, davalı yönünden karar vermeye yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararı, davalı Hamza B. vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı Hamza balcı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-2918 sayılı yasanın 85.maddesinde motorlu aracın işletilmesinden doğan zararlardan işletenin sorumlu olduğu belirtilmiş olup, işletenin kim olduğu 3 üncü maddede açıklanmıştır. Aynı yasanın 104.maddesinde de motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibinin, yönetim, onarım, bakım, alım-satım araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın neden olduğu, zararlardan dolayı, işleten gibi sorumlu olacağı düzenlenmiş, bu halde gerçek işletenin ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacının bu zararlardan sorumlu olmadıkları, teşebbüs sahiplerinin kendilerine bırakılan motorlu araçların tümü için zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmaya mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır. Dosya kapsamına göre, gerçek işleten durumundaki araç sahibi davalının aracını satılmak üzere, bir galericiye bıraktığı ve kazanın bundan sonra meydana geldiği anlaşıldığına göre, mahkemece, araç maliki olan davalı vekilinin bu yöndeki savunmaları üzerinde durulup, somut olaydaki maddi olgular ışığında ve 2918 sayılı Kanunun 104.maddeleri doğrultusunda değerlendirilme yapılarak işleten olarak sorumlu tutulması gereken kişinin belirlenmesi ve buna göre bir karar verilmesi gerekirken, salt trafik kaydına itibar edilerek ve eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı Hamza B. yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.10.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yukarıda yaptığım açıklamaların ve sunduğum YArgıtay kararının sorunlarımıza ışık tuttuğu kanaatindeyim
Saygılarımla..