Mesajı Okuyun
Old 02-03-2007, 23:17   #84
üye3578

 
Varsayılan

Polis tartışılırken salt adli görevlerini değil, birçok konuda görev yaptığını unutmayalım. Onun için yorumcuların bazıları sosyolojik açıdan, bazısı hukuki açıdan baktıkları için, özünde hemen hemen tüm yorumlar doğru olmakla birlikte, bakış açısından dolayı görülen manzara farklı olmaktadır. Kanaatimce polisin en büyük sorunu, polisin kendi teşkilatı içerisinde yaşadığı ve yine bu teşkilat içerisinde çözmesi gereken sorunlardır. En büyük sorun ücret ve çalışma süreleridir. Polisin çok büyük bölümü maddi sıkıntı çekmekte, çalışma süresi ve düzeni olması gerekenden çok farklı boyuttadır.

Hakim, savcı, avukatlar ve toplumun her kesiminde olduğu gibi, polis teşkilatında da yanlış davranan, suç işleyen kişiler vardır. Bunları tüm teşkilata mal etmemekle birlikte, teşkilatın yanlışları önlemek için, insanların eleştiri hakkını da kabul etmek zorunludur. Adli olaylarda çoğu kez yanlış bilgilendirme sonucu, yanlış yorumlar yapılabilmektedir. Daha birkaç ay önce Bahçelievler semtinde meydana gelen bir tecavüz olayının şüphelisi olarak yakalanan azerbeycanlı şahsın, olayın faili olmadığına dair gazete haberlerini okumuşsunuzdur. Bu şahıs ilk yakalandığında, tutukluluğu hakkında yeterli delil yok veya başka bir gerekçe ile serbest bırakılsa, toplumda yine çok büyük eleştiriler yapılacaktı. Toplum bu eleştirileri yapmakta haksızmı peki. Büyük oranda haksız değil kanaatimce. Çünkü vatandaş mehmet, olayın hukuksal boyutunu, tutuklama şartlarını, adliyenin önleme görevi olup olmadığını bilmez. Suçlunun cezalandırılmasını, adalet duygularının tatmin edilmesini ve bir daha suç işlenmeyeceğini düşünerek kendini güvende hissetmek ister. Bu isteğinde de haklıdır. Ancak biz polis, hakim, savcı, avukat, vali, kaymakam vs. bunu vatandaş mehmet'e sağlayabiliyormuyuz, hayır. Ancak vatandaş mehmet böyle söylüyor diye, hiçkimsenin üzerine düşmeyen bir görevi yapması, ya da üzerine düşen görevi yapmaması keyfiyeti beklenemez.

Hukuk sisteminde çok köklü bir değişiklik yaşadık. Gerek adliye ve gerekse adli zabıtanın yeni mevzuata tam hakim olduğunu söylemek mümkün değil. Bu nedenle hataların olduğunu kabulden başka yapacak şey, ilgililerin biraz daha etkin bir çalışmayla mevzuata uygun hareket etmeleridir.

Konu o kadar çok boyutlu ki, sanırım tek tek sorunları ele alıp, bunları ayrı platform konusu yapmakla ancak biraz daha net anlaşılır. Polisin zor kullanma yetkisinin sınırları, yetkiyi kullanmaktan çekinmesi veya yetkiyi kullanırken sınırları aşması hususu tek başına ciddi olarak tartışılması gereken bir konudur.

Geçenlerde sohbet ettiğim polisin Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu yönetimi mezunu olduğunu duyunca şaşırdığımı gören polis memuru, yaklaşık 20 kişinin çalıştığı büroda, 10 kişinin üniversite mezunu olduğunu söylemişti.

Yorum yaparken biraz empati yapmak, diğer kurumların sorunlarını, çalışma şartlarını göz ardı etmemek gerekse de, hiçbir mazeretin kanuna aykırı davranma hakkı vermediğini de gözardı edemeyiz.

Sayın admin daha çok olayın sosyolojik boyutunu öne çıkarmasına rağmen, sayın Ömer Kavili çok haklı ve isabetli olarak konunun hukuki yönünü belirtmiş olduğundan, işin terminoloji boyutuna değinmeyeceğim. Ah birde titiz bir hukukçu olduğunu bildiğim Sayın Kavili, şu gak guk laflarını kaldırsa...

Saygılar.