Mesajı Okuyun
Old 05-01-2011, 10:25   #4
detay82

 
Varsayılan

Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes' in eseri olan Medeni Usul Hukuku kitabının 169 ve devamı sayfalarında da konu ile ilgili tespitlere yer verilmiştir;

"Ülkemizde bir dava açabilmek veya açılmış olan davayı takip edebilmek için avukat tutma zorunluluğu yoktur. Bazı ülkelerde ya tüm veya belirli dava veya mahkemelerde avukat tutma zorunluluğu bulunmaktadır. Almanya’dan farklı olarak Türkiye ve İsviçre’de herkes kendi davasını bizzat açabilme ve takip edebilme imkanına sahiptir. Almanya ve bazı ülkelerde ise, sulh hukuk mahkemeleri dışında, avukat tutmak zorunluluğu olup, taraf bazı uyuşmazlıkları dava etmek istediğinde bunu mutlaka bir avukat aracılığıyla yapmak zorundadır.

Avukatın iki önemli görevi vardır. Bunlardan birincisi tarafın temsilcisi olmak –ki burada müvekkilinin hak ve menfaatlerini korur, diğeri ise, yargının bir organı olarak hukukun uygulanması ve adaletin gerçekleşmesine yardımcı olmaktır.

Avukatlıkla ilgili temel düzenleme 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’dur. Bu Kanun’da 4667 sayılı Kanun’la önemli değişiklikler yapılmıştır; ancak yine de mevcut Kanun, avukatlık mesleğinin günümüz şartlarında ve dünyanın gelişmiş ülkelerindeki ölçülerde yürütülmesi için oldukça yetersizdir. Mevcut Kanun birçok gelişmenin gerisinde kaldığı gibi, avukatlık mesleğine giriş ve yürütülmesi bakımından da birçok eksiği bulunmaktadır.

Şunu söylemek abartılı olmayacaktır. Ülkemiz, en kolay avukat olunabilen ve mesleğin sürdürülmesinde, objektif olarak niteliğe ve eğitime en az önem verilen ülkedir. Bugün, hakim veya savcı olabilmek için, binlerce kişinin katıldığı yazılı ve sözlü iki aşamalı bir sınavda başarılı olunması, ardından bir stajın yapılması gerekirken; hukuk fakültesini bitiren herkes, herhangi bir sınırlama ve sınav olmadan sadece Kanun’daki şartlar sağlandığında avukat olabilmekte, staj faaliyeti çok ciddi yürütülmemekte, uzmanlık ve meslek içi eğitim söz konusu olamamaktadır. Oysa, avukatlık yargının önemli bir ayağını oluşturmaktadır.

Ayrıca, avukatlık mesleğinin kurumsallaşması, devamlılık kazanabilmesi için de, kanuni düzenleme ve alt yapı oldukça eksiktir. Bu sebeple, yargının genel sorunları yanında, avukatlık mesleğinin sorunları sıkça gündeme gelmekte, ancak düzeltilmesi konusunda ciddi bir çaba sürdürülmediği gibi, avukatlık sınavları Kanun’a konulup, daha sonra uygulamadan çıkartılmak suretiyle de ciddiyeti olmayan bir görüntü yaratılabilmektedir. "


Saygılarımla.