Mesajı Okuyun
Old 31-03-2018, 00:22   #2
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

12. HD., 31.10.2012, 13034/30964
• BONOYA DAYALI TAKİP ( Bir Kimse Poliçede Olduğu Gibi Kendi Emrine Bono Tanzim Edemeyeceği Kendisini Lehdar Göstererek Bono Düzenleyemeyeceği - Takibe Konu Bononun Keşideci ve Lehdar Hanesinde Borçlunu Adı Yazılı Olduğundan Alacaklı ve Borçlu Sıfatının Birleştiği Kambiyo Takibi Yapılamayacağı )
• BONONUN KEŞİDECİ VE LEHDAR HANESİNDE BORÇULUNUN ADININ YAZILI OLMASI ( Alacaklı ve Borçlu Sıfatının Birleştiği Senedin Bonu Özelliği Bulunmadığı - Kendi Emrine Bono Düzenlemek Hukuken Mümkün Olmadığından Keşideci ve Lehdar Hanesinde Borçlunu Adının Yazılı Olduğu Senedin Bono Olarak Kabul Edilemeyeceği )
• ALACAKLI VE BORÇLU SIFATININ BİRLEŞMESİ ( Bir Kimsenin Kendisini Lehdar Göstererek Bono Düzenleyemeyeceği Bu Durumda Alacaklı ve Borçulu Sıfatının Birleşmiş Olacağı - Keşideci ve Lehdarın Aynı Kişi Olması Durumunda Senedin Bono Özelliği Bulunmadığı Kambiyo Takibi Yapılamayacağı )
2004/m. 68/1
6762/m. 585, 690
ÖZET : Bir kimse poliçede olduğu gibi kendi emrine bono tanzim edemez. Bir başka anlatımla bonoyu tanzim eden, kendisini lehtar göstererek bono düzenleyemez. Zira, poliçedeki keşideci ile bonodaki keşideci aynı konumda olmayıp; poliçede kabul eden muhatap, bonodaki keşideci durumundadır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra, işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı alacaklı, 18.11.2010 tanzim, 28.11.2010 vade tarihli 25.000.-TL bedelli senede dayanılarak aleyhinde başlatılan icra takibinde süresinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ederek takibin durmasına neden olan borçlunun senetteki imzasını inkar etmemesine rağmen borcu ödediğine dair herhangi bir belge ibraz etmediğini iddia ederek icra takibine itirazının kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece; bono altındaki imzayı açıkça reddetmeyen borçlunun borçlu olmadığını gösteren İİK 68/ 1. maddesindeki belgelerden sunmadığı ve borçlu olmadığını ispatlayamadığından bahisle davanın kabulüyle icra takibine yaptığı itirazının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İİK 68/1. maddesine göre; “Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz.”
TTK'nun 585. maddesi hükmüne göre, poliçe, keşidecinin emrine yazılı olabileceği gibi, bizzat keşideci üzerine veya bir üçüncü kişi hesabına da keşide edilebilir. Ancak TTK'nun 690. maddesi, aynı Kanunun 585. maddesine yollama yapmadığından, anılan madde bonolar hakkında uygulanamaz. Dolayısıyla bir kimse poliçede olduğu gibi kendi emrine bono tanzim edemez. Bir başka anlatımla bonoyu tanzim eden, kendisini lehtar göstererek bono düzenleyemez. Zira, poliçedeki keşideci ile bonodaki keşideci aynı konumda olmayıp; poliçede kabul eden muhatap, bonodaki keşideci durumundadır.
Somut olayda takip dayanağı senedin keşideci ve lehtar hanesinde davalı borçlu A.'nin ismi yazılıdır bu durumda alacaklı ve borçlu sıfatı birleşmiştir. Senet bono niteliğinde değildir, alacaklı lehine ödeme vaadi yoktur, borç ikrarını içermemektedir. Dolayısıyla İİK 68. madde kapsamında belge sayılmaz ve bu bonoya dayanılarak takip yapılamaz. O halde mahkemece davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Emsal İçtihatlar: 12. HD., 07.07.2011, 16152/14698 ; 19. HD., 30.06.2011, 7362/8801 ; 12. HD., 09.02.2010, 2009/20772-2658 ; 12. HD., 25.11.2008, 18469/20971 ; 12. HD., 25.03.2008, 3345/5836 ; 12. HD., 12.12.2006, 20729/23555 ; 12. HD., 28.11.2006, 19212/22365 ; 19. HD., 17.6.2003, 2002/3377, 2003/6490 ; 12. HD., 03.04.2003, 3050/7229 ; 12. HD., 23.10.1997, 10863/11489