Mesajı Okuyun
Old 08-04-2009, 15:07   #2
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas: 2006/6-315
Karar: 2006/303
Tarih: 19.12.2006
KARAR METNİ:
YARGITAY KARARI
Sanık hakkında hırsızlık ve kavgada silah çekmek suçlarından yapılan yargılama sonunda; sanık Ahmet Okur'un, mağdur Ahmet Yılmaz'a karşı işlediği kabul edilen yankesicilik suretiyle hırsızlığa teşebbüs ve kavgada silah çekmek suçları nedeniyle, 765 s. Kanunun 492/7. maddesi gereğince takdiren ve teşdiden 5 yıl hapis, suçun tam teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edildiğinden 765 s. Kanunun 62. maddesi gereğince takdiren 1/5 oranında indirim yapılarak 4 yıl hapis, hırsızlığa konu değer suç tarihi itibarıyla pek fahiş kabul edilmekle 765 s. Kanunun 522. maddesi gereğince 1/3 oranında artırım yapılarak sonuçta, 5 yıl 4 ay hapis; 765 s. Kanunun 466/1 maddesi gereğince de, takdiren ve teşdiden 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 765 s. Kanunun 523, 59, 81 ile 647 s. Kanunun 4 ve 6. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına, cezaların içtimaına, müsadereye, yargılama giderine ve mahsuba ait Çubuk Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.04.2000 tarih ve 48-158 s. hükümlerin sanık müdafii ve yerel Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmeleri üzerine; Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, 25.01.2002 tarih ve 17096-584 sayı ile;
"1- Yankesicilik suretiyle hırsızlık suçunu işledikten sonra, yakınıcı tarafından yakalanan sanık Ahmet Okur'un, cezadan kurtulmak amacıyla bıçak çektiği iddia olunması karşısında; sanıkların eylemlerinin sübutu halinde TCK.nun 495/2. maddesi aracılığıyla aynı yasanın 497/1. maddesine uyduğu ve davaya bakmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ilişkin olduğu gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanık Ahmet Okur'un, sahte nüfus cüzdanı kullanma eylemine yönelik temyiz istemlerine gelince;
4616 s. Yasanın 22.12.2000 gününde 24268 s. Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi karşısında,
Uygulama maddesinde ön görülen hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı suç tarihinin 23 Nisan 1999'dan önceye ilişkin olması ve sanığa yükletilen suçun, Yasanın 1. maddesi 5. fıkrasındaki kapsam dışı suçlar içerisinde yer almaması gözetilerek, 4. fıkrası uyarınca davanın ertelenmesine yer olup olmadığının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması..." nedenleriyle, "hükmün bozulmasına, ceza süresi yönünden kazanılmış hakların gözetilmesine" karar verilmiştir.
Bozma üzerine, Çubuk Asliye Ceza Mahkemesince 14.05.2002 tarih ve 217-378 sayı ile görevsizlik kararı verilerek, dosya görevli Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
Görevsizlik kararı ile dosya kendisine gönderilen Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesince 26.02.2003 tarih ve 201-50 sayı ile;
"......Sanık Ahmet Okur'un ....yağmaya kalkışma suçundan hareketine uyan 765 s. Kanunun 497/1. maddesi uyarınca 15 yıl, 765 s. Kanunun 61. maddesi gereğince 2/3 oranında indirim yapılarak 5 yıl, 765 s. Kanunun 59. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılmak suretiyle sonuç olarak 4 yıl 2 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, 765 s. Kanunun 31. ve 20. maddeleri gereğince takdiren 2 yıl süre ile kamu hizmetlerinden yasaklanmasına, Çubuk Asliye Ceza Mahkemesinin 04.04.2000 tarih ve 48-158 s. kararı ile 5 yıl 4 ay hapis cezasına karar verilmiş olmakla, bu durum sanık yararına kazanılmış hak oluşturacağından, neticeten 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, yargılama giderine..." karar verilmiştir.
Bu karar sanık Ahmet Okur müdafi tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 13.10.2005 tarih ve 13426-9006 sayı ile;
"Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, uyulan bozmaya, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve kanuna aykırılık bulunmadığından, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak,
Sanığın eylemine uyan 765 s. Kanunun 497/1, 61, 59/2, 31 ve CMUK.nun 326/son maddelerine göre cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; hükümden sonra 01.06.2005 gününde yürürlüğe giren 5237 s. Kanun aynı suça uygulandığında, 765 s. Kanunun 495/2. maddesinde yer alan dolaylı yağma suçunun düzenlenmediği ve eylemin 142/2-b, 35 ve 106/2-a maddelerinde düzenlenen hırsızlık ve silahlı tehdit olarak nitelendirilmesi gerektiği, yeni yasada ön görülen özgürlüğü bağlayıcı cezanın türü, alt ve üst sınırları bakımından, anılan Kanunun 7/2, 5252 s. Kanunun 9/3. maddeleri gereğince 5237 s. Kanun hükümleri uyarınca yeniden değerlendirme ve uygulama yapılmasında zorunluluk bulunması..." gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yeniden yargılama yapan Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesince 14.06.2006 tarih ve 45-440 sayı ile;
"…..1- Adına çağrı kağıdı çıkartılan ancak gelmeyen sanığın CMK.nun 307/2 maddesi uyarınca dinlenmesinden vazgeçilmesine,
2- Usul ve kanuna uygun bulunmayan Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 13.10.2005 tarih ve 13426-9006 s. kararına suçun nitelendirilmesi yönünden uyulmayarak mahkememizin 26.02.2003 tarih ve 201-50 s. kararında direnilmesine,
Bu itibarla, sanık Ahmet Okur'un silahla yağmaya kalkışmak suçundan eylemine uyan 5237 s. Kanunun 149/1-a maddesi uyarınca 10 yıl hapis, suç teşebbüs aşamasında kaldığından aynı kanunun 35/2. maddesi uyarınca takdiren 3/4 oranında indirim yapılarak 2 yıl 6 ay hapis, kazanılmış hakkı sebebiyle cezanın aynı kanunun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirilmesi ile 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 s. Kanunun 53/1-a, b, d, e maddesinin uygulanmasına, 51 ve 52. maddelerin uygulanmasına yer olmadığına, mahsuba; ancak, suç gününde yürürlükte olan 765 s. Kanunun bu suça tekabül eden 497/1, 61. maddeleriyle de hüküm kurulması gerektiğinden; sanığın, silahla yağmaya kalkışmaktan eylemine uyan 765 s. Kanunun 497/1. maddesi uyarınca, 5252 s. Kanunun 6. maddesi de gözetilerek, 15 yıl hapis, suç eksik teşebbüs aşamasında kaldığından aynı kanunun 61. maddesi gereğince takdiren 2/3 oranında indirim yapılarak 5 yıl hapis, kazanılmış hakkı sebebiyle bu kanunun 59. maddesi gereğince cezanın 1/6 oranında indirilmesi suretiyle 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı kanunun 31. ve 20. maddeleri gereğince 3 yıl süre ile kamu hizmetlerinden yasaklanmasına, 647 s. Kanunun 4. ve 6. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına, karar kesinleştiğinde infazın 5237 s. Kanuna göre kurulan hüküm üzerinden yapılmasına, yargılama giderine..." karar verilmiştir.
Bu hüküm sanık Ahmet Okur müdafi tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.11.2006 tarih ve 283764 s. ve bozma istemli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen olayda,
İlk hükümde, sanık Ahmet Okur'un, mağdur Ahmet Yılmaz'a karşı eylemi sebebiyle yankesicilik suretiyle hırsızlık suçundan dolayı 765 s. TCY'nın 492/7., 62. ve 522. maddeleri uyarınca 5 yıl 4 ay hapis, aynı kanunun 466/1. maddesi gereğince 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmiş, Özel Daire, sanığın eylemi 765 s. Kanunun 497/1. maddesindeki suçu oluşturacağından, davaya bakma görevinin ağır ceza mahkemesinin görevine gireceği gerekçesiyle hükümü bozmuş; bunun üzerine yargılama yapan ağır ceza mahkemesince; 765 s. Kanunun 497/1.,61. ve 59. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezasına hükmedilmiş, bu hüküm sanık müdafi tarafından temyiz edildiğinde, Özel Daire, 5237 s. Yasada dolaylı yağma suçu düzenlenmediğinden sanığın eyleminin 5237 s. Kanunun 142/2-b, 35 ve 106/2-a maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiği görüşüyle bozma kararı vermiş, bozma kararı üzerine yeniden yargılama yapan yerel mahkeme ise; suçun niteliği ile ilgili olarak direnme kararı verdikten sonra, 5237 s. Kanunun 149/1-a, 35/2 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 1 ay hapis cezasına hükmetmiştir.
Yerel Mahkemenin bu kararı şeklen "ısrar" gibi görünse de, uygulamanın sonradan yürürlüğe giren Kanun hükümlerine göre gerçekleştirilmesi karşısında, daha önceden Özel Dairece incelenmeyen hususları bünyesinde barındırdığından, özü itibarıyla yeni hüküm niteliğindedir. Özel Dairece incelenmeyen hususların ise doğrudan Ceza Genel Kurulunca tetkiki olanaksızdır. Bu itibarla, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
Dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 19.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Kaynak: Corpus Arşiv
[Copyright © Ced Dağıtım Medya Yazılım - Corpus Mevzuat ve İçtihat Programı]
Programı taradım ama işinize yarayacak pek bir şey bulamadım.Belki fikir verebilir diye kararı ekledim.Saygılarımla