Sn.NURHANOKURÖZCAN,

Durup dururken, hiç güleceğim yokken, beni güldürdünüz; Allah da sizi güldürsün. Sizin 'serbest çalışmak' tan anladığınız 'canım ne zaman isterse o zaman çalışırım' mıdır? Ben size söyleyeyim, serbest çalışmak o değil; 'müşteri ne zaman isterse, o zaman; ne kadar isterse, o kadar çalışmak' tır. Küreselleşme, emperyalizm, kapitalizm, liberalizm, ve acımasız iş dünyasının kollarına hoş geldiniz! Sermayenin bir yandan kadın haklarını destekler, hatta pompalar gibi görünürken, aslında ne kadar acımasız olduğunun farkına varmış bulunuyorsunuz. Hayırlı olsun!

Bundan tamamen bağımsız olarak, doğum izninize gelelim. Avukat olanlar elbette benden daha güzel ve uygun ipuçları vereceklerdir; ama ben kendi mesleğimden olan ve serbest çalışan hanımlardan edindiklerimi size aktarmaya çalışacağım.

1. Gebeliğin ileri ayları, doğum ve sonrası döneme denk gelebilecek hiçbir önemli iş alınmaz.

2. Söz konusu dönemlere randevu konmaz.

3. Elde olmadan o zaman aralığına denk gelen işler olmuşsa, meslektaşlardan yardım istenir; müşteri razı edilir, yapılacak şeyler siz olmaksızın yürüyecek biçimde ayarlanır. Kısacası, müşteri devredilir.

4. Önceki üç maddeye uyulduğu halde, işler beklenmedik biçimde gelişirse, her zaman sırtını dayayabilecek bir arkadaş olmalı, ve olağan dışı durumlarda seni kucaklayabilmelidir. Bazen bu kucaklama bütün müşterilerini kapma biçiminde de olsa, mesleki sorumluluk sigortasından ödeme durumunda kalınabileceklerden daha fazla olmayacaktır.

Yapacak birşey de yoktur. Belki 'gebe avukatların işlerini geçici olarak devralacak nöbetçi avukatlık' gibi birşey ihdas edebilirsiniz. Ne yararı olur, kestirmem olanaksız.

Bir başka seçenek, güvenilir birkaç avukattan oluşan mesleki ortaklıklar kurmaktır.

Saygılarımla,