Mesajı Okuyun
Old 09-04-2008, 08:40   #38
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Geçen sene yazdığım bu yazıdaki ifadelerime göre :

...Hepimiz,genel ve mesleki yaşantımızda sayısız engelle karşılaşarak,bu engellerle boğuşarakyürümeye,yol almaya,yaşamağa çabalıyoruz;adeta savaşıyoruz.Yaşamayı ve çalışmayı bize zor kılan,az gelişmiş kültürden kaynaklı o kadar etken var ki... Bu engelleri ve karşımıza çıkan tüm olayları,kişileri psikolojik,sosyolojik; toplumsal-bireysel tüm boyutları ile,neden-sonuç ilişkileri içinde bilimsel bakış açısıyla irdeleyerek anlamaya çalışır,böylece yoluma daha akıllıca adımlar atarak devam etmeye çalışırım.

Kimi insanlar için yaşamın bir alanı,dar birkaç kalıp kendi kimliğini,kişiliğini,toplam değerlerini ve tüm yaşam sınırlarını teşkil eder. Sıradan yaşamların,düşüncelerin ve eylemlerin insanlarıdır onlar.
Oysa ki yaşama sonsuzluk açısından bakarak kendimizi,başkalarını,olayları sonsuz evren içindeki küçücük noktalar gibi,çok önem atfetmeden görebilmek ve ama evrenle de bütünleşip tüm alanlarına ait olmak büyüklüğünü aynı anda görebilmek bizi yaşama ait daha geniş alanlarla buluşturacak,geniş ufuklara ve zengin bir iç dünyaya kavuşturacaktır.

Kendimize,topluma,yaşama karşı iyilik/güzellik,kaliteli yaşam sunma-derleme borcumuz var.

Ama öncelikle yaşama sunmak..vermek..Yaşamdan almadan önceki görevimiz,yaşama ve başkalarına duygu-düşünce-emeklerimizi vermek olmalı. Bizim yaşama kültürümüzde yaşamdan almak önceliklidir oysa.Hiçbirimiz yaşama karşı ve başkalarına karşı borçlarımız nedir,neler verebilirizin ,yaşama verebileceklerimizin-kendimizi geliştirme borcunun önceliğinde ve öneminde değilizdir.İnsan kendine ve yaşama karşı sorumlu,düşünceli;etik ve estetik değerlerle yüklenmeye ve öyle bir yaşamın içinde yer almaya çabalı olmalı.Başkaları bu bilinç ve çaba içinde olmasa da,engellerle karşılaşsa da,yadırgansa da.Eleştirilsek te eleştirerek gelişme ve geliştirme görevimizi ihmal etmemeliyiz,yeri geldiğinde sevimsiz görüntülere bürünmeyi göze alarak. Sorgulama,daha iyiyi arama,bulmaya çalışmak zor iştir,engellerimiz, zorluklarımız olacaktır,katlanmayı göze alacağız.Bunu yaparken,eleştiriye kapalı,sıradışı-entelektüel yönelimlere yabancı,yadırgayıcı toplumsal hayat standartlarında tabii ki bizi yorumlama ve değerlendirme düzeyi olmayan insanların bakışlarında garipsenmeyi,katı ve zor bir görüntüye dönüşmeyi de göze alacağız.

İlkeli,dürüst,daima içindeki insanı büyütmeye gayret etmiş,insani değerlere,paylaşmaya,evrensel sevgiye anlamlı emekler vermiş ve karşılığını özsaygı,özgüven ve sonuçta da mutlaka anlaşılarak ve toplumsal kabul alarak iç ve dış referansa dönüştürebilmiş şanslı bir insan olduğuma inanıyorum.

Siz doğru ve samimi olduğunuz zaman,yaşam mutlaka size karşılığını aynı samimiyetle ve güzelliklerle vermektedir.

Ve ne mutlu ki bana,tüm bunları yapar ve yaşarken hiçbir zaman etrafımdaki insanların açıklarını aramadım,onları değerleri,iyi yönleri,varsa şayet sorunları ve gerçekleri ile anlamaya çalıştım,elimden gelen her türlü yardımı da yaptım.Çünkü insanı anlamak ve sevmek,insana emek vermek ve paylaşmak kadar güzel bir çaba olamazdı,bunu başarmaktan daha büyük bir başarı da.