değerli meslektaşlarım,
artık dayanma gücünü yitirenler eyleme geçecektir. bundan emin olunuz. baro yönetimleri ve kurullar görevlendirmeyi durdurma noktasında kendilerine dava açılacağından çekinmektedirler.

ama artık çekinmesi gereken bora yönetimleri veya kurullar olmamalı. çünkü bu sorun kangrene dönüştü. ülkenin yıllardır halledilemeyen sorunları arasında bir de cmk avukatlığı yer aldı. bu sorunu çözmenin en temel yolu, biz avukatların "haklılığına inanadıkları yolda" yılmadan yürümeleridir.

biz fazla bişey istemiyoruz. hakkımızdan çok daha az olan parayı, cebimizden yaptığımız taksi v.s giderleri istiyoruz.

bir hakları talep edenler, başkası namına meydana çıkıp adaletin kılıcını çekenler kendi hakkımız için geri durduğumuz yetmedi mi????

baro seçimlerinde yönetime aday olan arkadaşların üzerinde durdukları en temel sorun bu idi. her baronun genel kurullarında eminim ki kürsüye çıkan her aday : "cmk müdafiliğinde ücret sorunu halledilecek." diye kararlı bir ses tonu ile seçim çalışması yaptı. evet, haklı çıktılar(!) bir nebze olsun cmk müdafiliğinde ücret sorunu halledildi(!) çünkü 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren yasa ile birlikte artık müdaafi atanma sınırı alt sınırı beş yıl ve daha fazla olan suçlar için yapılması hükmü konularak, aslında ihtiyaç duyulacak müdafi sayısını on da bir azalttılar. bu bana bir dönemin milli eğitim bakanının ( okullar tatil olsa milli eğitimi çok iyi yönetirim) sözünü hatırlattı. cmk yı onda bir oranında tatil ettiler. geri kalan sorunu ise bilinmezliğe terkettiler. barolar ve birlik 5560 sayılı yasa çıkarken, durumdan hiç mi haberdar olmadılar. yoksa hiç ses mi çıkarmadılar. "nasıl olsa yasa bizden cmk müdafiliği ücret işi ile muhattap olma yetkisini alıyor. bunun içindir ki bu yasa gayet iyidir. kimse muhalif olmasın mı?" diye düşündüler.
böyle ciddi bir hüküm getiren yasa hükmü nasıl hiç tartışılmadan geçti.
bu sorunun cevabını birileri verirse memnun olacağım...