Mesajı Okuyun
Old 18-11-2013, 13:31   #9
uğur deniz

 
Varsayılan Idari Yarginin Görevine Ilişkin Kararlar

YARGITAY 5.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2013/17495
KARAR NO : 2013/17714
Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/11/2012
NUMARASI : 2012/136-2012/543
DAVACI : Ahmet Ekici vd. Vek.Av.Ertuğrul Karataş
DAVALILAR :1-Keçiören Belediye Başkanlığı Vek.Av. Gürhan Yalçın
2-Gençlik ve Spor Bakanlığı Vek.Av.Dilan Karademir
3-Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Vek.Av.Ayla Türkay
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Keçiören Belediye Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı hakkında davanın husumetten reddine, davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalılardan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı Keçiören Belediye Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı hakkında davanın husumetten reddine, davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz imar planında spor alanı olarak ayrılmış ise de; mahallinde yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporlarına göre, taşınmaza davalı idarelerce fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 28.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2013/7225
KARAR NO : 2013/12601

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/01/2013
NUMARASI : 2012/19-2013/48
DAVACI : Özcan Tanyalçın Vek.Av.Suat Sert
DAVALILAR : 1-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Vek.Av.Ali Tekin
2-Karabağlar Belediye Başkanlığı Vek.Av.Gülşen Al Tömek

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava, fiilen el atılmadığı halde idare tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 7. ve 8. maddeleri uyarınca düzenlenen 1/1000 ölçekli imar uygulama planına göre kamu hizmetine tahsis edilen taşınmazda bu durumu nedeniyle kullanım hakkının kısıtlanmasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Uygulama ve öğretide; kamu idarelerinin kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında tek yanlı irade açıklamalarıyla kamu hukuku esaslarına dayanarak ilgililerin hukuki durumlarını etkileyecek şekilde yaptıkları işlemlerin idari işlem, görev ve yetki alanlarına giren konularda hukuka uygun olarak yaptığı fiiller ile bu görevleriyle ilgili hareketsiz kalmaları idari eylem olarak tanımlanmakta olup somut olayda idarenin icra yetkisini hukuka aykırı olarak kullanması olarak nitelendirilebilecek fiili el atma durumu söz konusu olmadığından 3194 sayılı İmar Kanunu'nun ilgili maddeleri uyarınca tek yanlı idari işlemle düzenlenen imar planları ve bu planlara dayanılarak yapılan işlemlerin idari nitelik taşıdığı, söz konusu imar planlarının zamanında uygulamaya geçirilmemesi durumunun da idari eylem olarak kabul edilmektedir.
Yukarıda açıklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak açılan davalarda, görev itirazında bulunulması ve olumlu görev uyuşmazlığı çıkması üzerine durum Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından değerlendirilmiş ve 09.04.2012 gün 2011/238E.–2012/63K. ve 2012/41 E- 2012/77 K. sayılı kararlarında fiili el atmanın bulunmadığı durumlarda idari yargı yerinin görevli bulunduğuna karar verilmiştir.
Ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 10.fıkrasında da “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
../..





-2-
2013/7225-2013/12601


Bu nedenlerle; davacı tarafın mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 01.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

ANAYASA MAHKEMESİNİN 2013/93 Esas 2013/101 Karar sayılı kararının özeti(B.Çekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/93 esas sayılı dosyasına ilişkin olmak üzere)
.... 04/11/1983 günlü 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunun 24/05/2013 günlü 6487 sayılı Bazı Kanunlar İle 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 21.maddesi ile değiştirilen geçici 6.maddesinin 7.11.ve 13.fıkralarının Anayasa'nın 10. ve 38.maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi istemli başvuru davaya konu olayda davacıya ait taşınmazın imar planları ile “dere mutlak koruma alanı sınırları “ içine alındığı ve bu nedenle davacının taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlandığı , davacının tasarruf yetkisinin kısıtlanmasının mamelekinde azalma meydana getirebilecdğinin tartışmazı olduğu, ancak davacının mülkü üzerinde tasarruf etme hakkının kısıtlanmasının idarenin bir eyleminden değil idari bir işlem niteliğinde olduğu tartışmasız olan imar planından kaynaklandığı, olayda idarenin fiili el koyma niteliği taşıyan bir eylemi henüz bulunmadığından aksine kanunen yapması gereken kamulaştırma işlemlerini yapmamak biçiminde tezahür eden bir eylemsizliğinin söz konusu olduğu, öte yandan kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği, oysa mahkemede görülen davaya konu olayda olduğu gibi imar kısıtlamalarında taşınmaz zilyetliğinin malikte kalmaya devam ettiği, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kalmasının söz konusu olduğu, sonuç olarak davacının taşınmazının imar planlarında dere mutlak koruma alanlarında bırakılması nedeni ile tasarruf hakkının kısıtlanmasının kamulaştırmasız el atma olarak nitelendirilemeyeceği, bunun idari bir işlem olan imar planlarının zorunlu bir sonucu olduğu ve tasarruf hakkının kısıtlanması sebebi ile doğan zararın ancak idari yargıda açılacak bir tam yargı davasına konu edilebileceği sonucuna ulaşıldığı; dolayısıyla bakılmakta olan davada itiraz başvurusunda bulunan mahkemenin görev alanına girmediği, Anayasa'nın 158.maddes i ile adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkili kılınan Uyuşmazlık Mahkemesinin istikrar bulmuş içtihatların bu yönde olduğu, kaldi kı dava konusu kuralları da içeren geçici 6.maddesinin 10.fıkrasının 3.cümlesinde de “uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak sureti ile veya ilgili kanunların uygulanması ile tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemlerin tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabileceği hükmüne yer verildiği, imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılması gerektiği hakkında.