Mesajı Okuyun
Old 12-06-2009, 12:18   #27
Avukat halil

 
Varsayılan İlgili Yargıtay kararını buldum

Aşağıdaki Yargıtay kararında durdurulan ilamsız takip sonrası menfi tespit davası açılıp açılmayacağı konusunu net bir şekilde karara bağlamıştır.

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/11107
Karar: 2008/7581
Karar Tarihi: 08.07.2008
ÖZET: Alacaklının elinde her an tehdit unsuru taşıyan bir senet ya da borç belgesinin mevcudiyeti karşısında borçlunun bu tehdit unsurundan kurtulmak ve maddi hukuk açısından borçsuzluğunun tespitine dair kesin hüküm elde edebilmek amacıyla dava açmakta hukuki yararı mevcuttur. İtiraz üzerine takibin durması, takip hukukuna ilişkin bir durum olup takibe konu edilen senedi kendiliğinden hükümsüz hale getirmez. Bu nedenle işin esasının incelenmesi gerekir.
(2004 S. K. m. 72)
Dava: Taraflar aras
ındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar: Dava, icra takibine konu edilen senet altındaki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasına dayanan menfi tespit davasıdır.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının imzaya itirazı üzerine icra takibinin durduğu cebri icra tehtidi altında bulunmayan davacı borçlunun menfi tespit davası açmakta korunmaya değer bir yararının olmadığı, duran takip üzerine alacaklı itirazın iptali davası açtığı zaman borçlu bu davaya karşı vereceği cevap dilekçesinde borçlu olmadığı savunmasında bulunabileceği, açılacak bir davada savunma olarak ileri sürülebilecek hususlar için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki bir yararın olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
İİK'nun 72/1. maddesi uyarınca <Borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.> Görüldüğü gibi menfi tespit davası icra takibinden önce açılabileceği gibi takip sırasında da açılabilir. İlamsız icra takibine itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın iptali davası açılmış ise, böyle bir dava açıldıktan sonra, aynı borç ile ilgili menfi tespit davası açılmasından hukuki yarar bulunmadığı kabul edilmektedir. Ancak takibe itiraz edilmiş olmasına rağmen alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmamış olan hallerde borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığının kabulü doğru görülemez. Zira alacaklının elinde her an tehdit unsuru taşıyan bir senet ya da borç belgesinin mevcudiyeti karşısında borçlunun bu tehdit unsurundan kurtulmak ve maddi hukuk açısından borçsuzluğunun tespitine dair kesin hüküm elde edebilmek amacıyla dava açmakta hukuki yararı mevcuttur. Aksi düşüncenin kabulü alacaklının itirazının iptali davası açmakta gecikmesi ya da böyle bir davayı hiç açmaması karşısında borçlunun, alacaklı elinde bulunan senet veya borç doğrudan belgeyi hükümden düşürebilmek için dava açma hakkının ortadan kaldırılması sonucunu doğurur. İtiraz üzerine takibin durması, takip hukukuna ilişkin bir durum olup takibe konu edilen senedi kendiliğinden hükümsüz hale getirmez.
Mahkemece bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.07.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları